Ülkemiz tarihinin en büyük don afetini yaşadı.
36 ilimiz en çok etkilenen yerler oldu.
Hatta Adana ve Mersin illerimizde de ufak tefek yaşandı.
Adana ve mersin’den niye bahsettim.
Don olayının büyüklüğünü daha iyi anlatmak için.
Ülkemiz açısından depremden sonra yaşadığımız
En büyük afetlerden birisi olarak kayıtlara geçti.
Bu sene sanırım meyve açısından en kıt yılımızı yaşayacağız.
Kayısı,elma, ceviz, fındık…
Bırakın bu ürünleri ihraç etmeyi
Uzmanlar bu ürünleri ithal etmemizin olası olduğunu söylüyor.
Buğdayda hasar tablosu henüz ortaya çıkmadı.
Hububatta bir hafta beklenmesi gerektiğini söylüyor uzmanlar.
Eğer hububatta da zarar büyürse
Allah ülkemizin yardımcısı olsun. Durum daha da kötüleşir.
Zaten zar zor geçinen halkımızın vay haline.
Ağustos ayında zemheriyi yaşarsak şaşırmayın.
Bölgemizde meyvecilik olmadığından şimdilik ortalık sakin.
Sosyal medyadan atılan fotoğraflara bakacak olursak
Hububatta gözle görülür sıkıntı var gibi.
Ancak bir hususu sizlere arzetmek istiyorum
Devletimiz çiftçilere ürünlerini sigorta etmelerini söylüyor.
TARSİM adı altında faaliyet gösteriyor.
Hatta sigorta ücretinin yarısını devlet ödüyor.
Sigorta ücreti dekar başına 206 TL, çitçinin ödeyeceği 103 TL.
Ancak çiftçi sigorta ettirmekten imtina ediyor.
Hatta bazı ‘güney müftüleri’ haram diye fetva da veriyor.
Dini gerekçelerle sigorta yaptırmayanlara bu sözüm.
Ürününüz zarar gördüğünde ilçe Tarım müdürlüğüne niye gidiyorsunuz ?.
Olası alacağınız parayı nereden aldığınızı sanıyorsunuz ?
Sigorta haram ise aldığınız o para ne peki ?
Birazda çiftçilere bir kaç kelam edelim.
Bölgemizde zarar gören buğday çeşidi Akdeniz bölgesine ait bir çeşit.
Bizim bölgeye uygun bir çeşit olmadığını ekiciler bilirler.
Yani bile bile lades gibi bir şey.
Tohum satıcılarının da bu konuda vebali var mı ? var.
Tarım müdürlüğünün bilgilendirmesi gerekirmiydi ? Gerekirdi.
Tohum torbada ve toprağa düşmeden ikibuçuk ton verim alan ! çiftçiler
Size diyeceğim tek bir atasözü var.
Bir musibet bin nasihatten evladır.