Mustafa Türkcan
Köşe Yazarı
Mustafa Türkcan
 

Böyleyiz Biz !

Ülkemiz derin bir ekonomik krizin içerisinde Bunu anlamak için alim ya da Prof olmaya gerek yok Toplamayı çıkarmayı bilen herkes durumlara vakıf. Tıpta şöyle bir kavram vardır. Teşhis doğru konulur ise tedavi kolay olur. Biz henüz teşhisi koyamadık. Ha bire kan tahlili yapıyoruz,MR çekiyoruz. Vücudumuzdan alınan parça laboratuvara gitti. Ancak hiçbir sonuç yok. Bizi tedavi edeceğini söyleyen doktor ha bire moral veriyor Aslansın,kaplansın, sen maraton bile koşarsın vs Ancak doktor maraton koşarsın diyor ama Nefesimiz daralmış, oksijen tüpü ile idare ediyoruz. Hastanın da tedavi edeceğini söyleyen doktorun da Durumu bu. Yani hasta iyi hasta ama doktor inanmıyor. Geçelim. Gelelim ikinci konuya Malum dünya gıda krizine doğru hızla ilerliyor. Ülkemizde alınan bir önlem var mı ? Sanmıyorum. Alınan en iyi önlem, ülkelerin kapılarını çalmak. Yani ithalat. Her zaman ki yaptığımız iş!! Açık kaynaklardan aldığımız bilgilere göre Dünya ülkeleri satmıyorlar. Bilhassa buğdayı Son bir haftada buğday fiyatlarının füze hızıyla artması Sizce bunun göstergesi değil mi ? Yıllarca söyledik yine söylüyorum. Üretim ekonomisine dönülmediği sürece sonuç fısss Ancak her nedense üretim yerine betonlaşmaya yöneliyoruz Ancak betonun yenmez bir şey olduğunu Az da olsa anlamaya başladık gibi. Geçen yıl TMO çiftçiden buğdayın kg'nı 2,60 TL' den aldı. Ancak aynı TMO ithalat yaparak 6,70 TL'den alım yaptı. Peki bu durumda TMO kimi zengin etmiş oldu ? “Paramız var ki alıyoruz” felsefesi çökmüş durumda Gerçi paramız da kalmadı ama. Paramız olsa da mal bulamıyoruz. Beton ya da çimento da yenmiyor ki sevgili dostlarım. Çek bi ekmek arası beton olmuyor işte. Sözün hülasası, gidiyoruz bakalım paldır küldür.
Ekleme Tarihi: 19 Mayıs 2022 - Perşembe

Böyleyiz Biz !

Ülkemiz derin bir ekonomik krizin içerisinde
Bunu anlamak için alim ya da Prof olmaya gerek yok
Toplamayı çıkarmayı bilen herkes durumlara vakıf.
Tıpta şöyle bir kavram vardır.
Teşhis doğru konulur ise tedavi kolay olur.
Biz henüz teşhisi koyamadık.
Ha bire kan tahlili yapıyoruz,MR çekiyoruz.
Vücudumuzdan alınan parça laboratuvara gitti.
Ancak hiçbir sonuç yok.
Bizi tedavi edeceğini söyleyen doktor ha bire moral veriyor
Aslansın,kaplansın, sen maraton bile koşarsın vs
Ancak doktor maraton koşarsın diyor ama
Nefesimiz daralmış, oksijen tüpü ile idare ediyoruz.
Hastanın da tedavi edeceğini söyleyen doktorun da
Durumu bu. Yani hasta iyi hasta ama doktor inanmıyor.
Geçelim. Gelelim ikinci konuya
Malum dünya gıda krizine doğru hızla ilerliyor.
Ülkemizde alınan bir önlem var mı ? Sanmıyorum.
Alınan en iyi önlem, ülkelerin kapılarını çalmak.
Yani ithalat. Her zaman ki yaptığımız iş!!
Açık kaynaklardan aldığımız bilgilere göre
Dünya ülkeleri satmıyorlar. Bilhassa buğdayı
Son bir haftada buğday fiyatlarının füze hızıyla artması
Sizce bunun göstergesi değil mi ?
Yıllarca söyledik yine söylüyorum.
Üretim ekonomisine dönülmediği sürece sonuç fısss
Ancak her nedense üretim yerine betonlaşmaya yöneliyoruz
Ancak betonun yenmez bir şey olduğunu
Az da olsa anlamaya başladık gibi.
Geçen yıl TMO çiftçiden buğdayın kg'nı 2,60 TL' den aldı.
Ancak aynı TMO ithalat yaparak 6,70 TL'den alım yaptı.
Peki bu durumda TMO kimi zengin etmiş oldu ?
“Paramız var ki alıyoruz” felsefesi çökmüş durumda
Gerçi paramız da kalmadı ama.
Paramız olsa da mal bulamıyoruz.
Beton ya da çimento da yenmiyor ki sevgili dostlarım.
Çek bi ekmek arası beton olmuyor işte.
Sözün hülasası, gidiyoruz bakalım paldır küldür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve eskilgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.