Tuzgölünden gelen fotoğraflar ürkütücü

“Bir Zamanlar Flamingo Cennetiydi, Şimdi Susuzluğun Sessiz Tanığı…”

Türkiye’nin en büyük ikinci gölü olan Tuz Gölü, her geçen gün daha fazla kuraklıkla karşı karşıya kalıyor. Aksaray, Konya ve Ankara illerinin sınırlarında yer alan göl, yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan eşsiz bir ekosisteme sahipti. Ancak bugün, kuruyan zeminleri, çatlamış toprakları ve sessizliğe gömülmüş doğasıyla adeta hayata veda ediyor. Aksaray Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü tarafından çekilen görüntüler, göldeki değişimin ne denli dramatik olduğunu ortaya koyuyor. Aksaray Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer, göldeki küçülmenin her geçen yıl daha da hızlandığını belirterek, uzmanların da bu tespiti doğruladığını vurguladı. Başkan Dinçer, yaptığı açıklamada, yağışların yetersizliği, gölü besleyen derelerin ve yer altı su kaynaklarının kuruması gibi sebeplerin bu yıkıcı tabloya neden olduğunu dile getirdi. “Tuz Gölü bir zamanlar flamingoların dansına sahne olurdu. Gökyüzünde pembe bir şölen vardı. Bugün ise sessizlik hakim. Bu sessizlik sadece Aksaray’ın değil, tüm insanlığın uyanması gereken bir çağrıdır. Artık suyu bilinçli kullanmak, doğayı korumak bir seçenek değil, zorunluluktur.” dedi. Tuz Gölü’nde yaşanan bu dramatik değişim, yalnızca Türkiye için değil, dünya genelindeki çevre politikaları için de önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Bu kapsamda, 27-30 Mayıs tarihleri arasında Aksaray’da düzenlenecek olan Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) toplantısı da büyük önem taşıyor. Zirvede 44 farklı ülkeden belediye başkanları ve yerel liderler bir araya gelerek “Kuraklık ve İklim Değişikliği” başlığı altında çözüm yollarını masaya yatıracak. Gölün giderek daralmasında sadece küresel ısınmanın değil, aynı zamanda kontrolsüz yer altı su kullanımı ve insan kaynaklı ihmalin de etkisi büyük. Bilim insanları, eğer bu gidişata dur denilmezse Tuz Gölü’nün tamamen yok olabileceği uyarısında bulunuyor. Bu da beraberinde sadece ekolojik bir yıkımı değil, bölgedeki tarım, hayvancılık ve turizmi de olumsuz etkileyecek sosyoekonomik sonuçları getiriyor. Doğanın bu sessiz feryadı, bir an önce harekete geçmemiz gerektiğini gösteriyor. Aksaray, bu önemli zirveyle birlikte hem yerel düzeyde hem de uluslararası arenada doğanın korunması için güçlü bir mesaj vermeye hazırlanıyor.