Abdullah Güdendede
Köşe Yazarı
Abdullah Güdendede
 

Diz Kireçlenmesinde Ağrılara Çözüm

Diz de ağrı şikâyetleri yaşla birlikte artış gösterir. Özellikle kadınlarda erkeklere göre bu oran daha fazladır. Diz deki ağrı sebeplerinin başında gonartroz gelir ki halk arasında diz kireçlenmesi olarak biliniyor. Kireçlenme denildiği için bölgedeki yapılarda çoğalma olduğu kanaati yaygınsa da bilinenin tam aksine, diz eklemini oluşturan yapıların çeşitli faktörlerin etkisi ya da yaşın artmasıyla yıpranması ve bütünlüğünün bozulmasıyla eklem yüzlerini koruyan, kayganlığını sağlayan, uyumlu çalışmasını ve yükün absorbe edilmesinde görevli yapıların bozulmasıyla oluşan hastalık durumudur.  Eklemi oluşturan kemiklerin yüzleri bu yüzden tahrip olmaya ve yıpranmaya başlar. Risk faktörlerine bakacak olursak: Büyük oranda orta ve ileri yaşta görüldüğü gibi genç yaşlarda travmaya bağlı olarak da gelişebilir. 45 yaş üstü kadınlarda daha sık görülmektedir ve şikâyetler çoğunlukla iki dizdedir. Daha önce geçirilmiş olan eklem operasyonları, kilonun diz eklemine binen yükü artırması hastalığı etkiyen en önemli faktörlerdendir. Vücut biyomekaniğinin bozulmasıyla dize binen yük dağılımın değişmesiyle oluşan deformiteler(x ya da O bacak yapısı, ayakkabı seçimindeki hatalar) Genetik faktörler(yakın akrabada görülmesi), eklemi etkiyen iltihabi yahut metabolik hastalıklar, doğumsal olan bazı problemler sayılabilir. Hastaların genel şikâyetleriyse: sabah eklemde tutukluk olması, hareket sırasında artan dinlenmeyle azalan ağrı, bacak kaslarında kuvvet azalması, eklemden gelen ses( krepitasyon),bazı kişilerde yağmurlu havada ağrı şikâyetinde artma, eklemde sertleşme ve hareketlerinde kısıtlanma olması( merdiven çıkmama, namazda diz üzerine oturamama vb.) aksayarak yürüme ve dizde kilitlenme, şişlik ve ekleme dokunulduğunda hassasiyettir.  Hastalığın başlangıcında şikâyetler görülmeye bilir, ilerlemesine bağlı olarak artacaktır. Bu hastalıkta konservatif ve cerrahi tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Konservatif tedavi hasta eğitimi, ilaç tedavisi ve fizik tedavi ve rehabilitasyondan oluşur. Cerrahi tedavi yöntemleri ise, fizik tedaviden istenen sonucun alınamadığı, hasta şikâyetlerinin giderek arttığı ve günlük yaşam aktivitelerin büyük oranda etkilendiği, eklem hareketinin kısıtlandığı ve ileri derece deki gonartroz da tercih edilir. Hipokrat'ında dediği gibi “hastalığın en güzel ilacı, o hastalıktan korunmanın çarelerini öğrenmektir.” Diz için temel korunma yöntemleriyse; diz eklemini çok sert zeminlere maruz bırakmama, ayakkabı seçiminde sağlığınızı ön planda tutma, uzun süre ayakta durmaktan ve uzun süre oturmadan sakınma, çok ağır yük taşımama ve taşımak zorunda olduğunuz yükleri vücudunuza yakın tutarak taşımaya çalışmadır. Aşırı ve ani hareketlerden, dize aşırı yük bindiren aktivitelerden kaçınılmalı( merdiven inip-çıkma, yokuş inip, çıkma vb.), fazla kilolarınızdan kurtulmalı (beden kütle indeksi 30 ve üstü olanlar, boy/m2), diz bölgesinde ki kaslarımızı kuvvetlendirmek ve kısa olanları germek için uygun egzersizler yapılmalıdır.  Bütün bunların yanında bu hastalık ilerleyicidir. Ağrı ve diğer bulgulara yönelik tedaviler genel rahatlamayı sağlamada ve ilerlemeyi nispeten geciktirmektedir. Fakat hastalık başladıktan sonra tedavilerle seyir süreci yavaşlatılsa da engellenememektedir. Cerrahi yaklaşımlarsa burada devreye girer. Cerrahi yaklaşımlardan önce ve hemen sonrasında fizik tedavinin önemi çok fazladır. Cerrahi operasyonun verimliliğini arttıran en önemli husus fizik tedavidir. Fizik tedavi bağlamında Diz protez ameliyatlarından önce ve sonra neler yapılması gerektiği hakkında gelecek yazımızda detaylı şekilde bahsedeceğiz. Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Ekleme Tarihi: 13 Ekim 2022 - Perşembe

Diz Kireçlenmesinde Ağrılara Çözüm

Diz de ağrı şikâyetleri yaşla birlikte artış gösterir. Özellikle kadınlarda erkeklere göre bu oran daha fazladır. Diz deki ağrı sebeplerinin başında gonartroz gelir ki halk arasında diz kireçlenmesi olarak biliniyor. Kireçlenme denildiği için bölgedeki yapılarda çoğalma olduğu kanaati yaygınsa da bilinenin tam aksine, diz eklemini oluşturan yapıların çeşitli faktörlerin etkisi ya da yaşın artmasıyla yıpranması ve bütünlüğünün bozulmasıyla eklem yüzlerini koruyan, kayganlığını sağlayan, uyumlu çalışmasını ve yükün absorbe edilmesinde görevli yapıların bozulmasıyla oluşan hastalık durumudur. 
Eklemi oluşturan kemiklerin yüzleri bu yüzden tahrip olmaya ve yıpranmaya başlar. Risk faktörlerine bakacak olursak: Büyük oranda orta ve ileri yaşta görüldüğü gibi genç yaşlarda travmaya bağlı olarak da gelişebilir. 45 yaş üstü kadınlarda daha sık görülmektedir ve şikâyetler çoğunlukla iki dizdedir. Daha önce geçirilmiş olan eklem operasyonları, kilonun diz eklemine binen yükü artırması hastalığı etkiyen en önemli faktörlerdendir. Vücut biyomekaniğinin bozulmasıyla dize binen yük dağılımın değişmesiyle oluşan deformiteler(x ya da O bacak yapısı, ayakkabı seçimindeki hatalar) Genetik faktörler(yakın akrabada görülmesi), eklemi etkiyen iltihabi yahut metabolik hastalıklar, doğumsal olan bazı problemler sayılabilir. Hastaların genel şikâyetleriyse: sabah eklemde tutukluk olması, hareket sırasında artan dinlenmeyle azalan ağrı, bacak kaslarında kuvvet azalması, eklemden gelen ses( krepitasyon),bazı kişilerde yağmurlu havada ağrı şikâyetinde artma, eklemde sertleşme ve hareketlerinde kısıtlanma olması( merdiven çıkmama, namazda diz üzerine oturamama vb.) aksayarak yürüme ve dizde kilitlenme, şişlik ve ekleme dokunulduğunda hassasiyettir. 
Hastalığın başlangıcında şikâyetler görülmeye bilir, ilerlemesine bağlı olarak artacaktır. Bu hastalıkta konservatif ve cerrahi tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Konservatif tedavi hasta eğitimi, ilaç tedavisi ve fizik tedavi ve rehabilitasyondan oluşur. Cerrahi tedavi yöntemleri ise, fizik tedaviden istenen sonucun alınamadığı, hasta şikâyetlerinin giderek arttığı ve günlük yaşam aktivitelerin büyük oranda etkilendiği, eklem hareketinin kısıtlandığı ve ileri derece deki gonartroz da tercih edilir. Hipokrat'ında dediği gibi “hastalığın en güzel ilacı, o hastalıktan korunmanın çarelerini öğrenmektir.” Diz için temel korunma yöntemleriyse; diz eklemini çok sert zeminlere maruz bırakmama, ayakkabı seçiminde sağlığınızı ön planda tutma, uzun süre ayakta durmaktan ve uzun süre oturmadan sakınma, çok ağır yük taşımama ve taşımak zorunda olduğunuz yükleri vücudunuza yakın tutarak taşımaya çalışmadır. Aşırı ve ani hareketlerden, dize aşırı yük bindiren aktivitelerden kaçınılmalı( merdiven inip-çıkma, yokuş inip, çıkma vb.), fazla kilolarınızdan kurtulmalı (beden kütle indeksi 30 ve üstü olanlar, boy/m2), diz bölgesinde ki kaslarımızı kuvvetlendirmek ve kısa olanları germek için uygun egzersizler yapılmalıdır. 
Bütün bunların yanında bu hastalık ilerleyicidir. Ağrı ve diğer bulgulara yönelik tedaviler genel rahatlamayı sağlamada ve ilerlemeyi nispeten geciktirmektedir. Fakat hastalık başladıktan sonra tedavilerle seyir süreci yavaşlatılsa da engellenememektedir. Cerrahi yaklaşımlarsa burada devreye girer. Cerrahi yaklaşımlardan önce ve hemen sonrasında fizik tedavinin önemi çok fazladır. Cerrahi operasyonun verimliliğini arttıran en önemli husus fizik tedavidir. Fizik tedavi bağlamında Diz protez ameliyatlarından önce ve sonra neler yapılması gerektiği hakkında gelecek yazımızda detaylı şekilde bahsedeceğiz.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve eskilgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.