ENGELLİLERLE İKİ GÜN KAPSAMINDA, AYSEL OTURAK

ESKİL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 30.12.2016 - 22:03, Güncelleme: 30.12.2016 - 22:03 2617+ kez okundu.
 

ENGELLİLERLE İKİ GÜN KAPSAMINDA, AYSEL OTURAK

    Her zaman engellilerin sorunları ile ilgilenmeyi kendine özel bir hizmet ilkesi edinen Beşiktaş Belediyesi engelliler için yine özel bir proje hazırlayarak onları Belediyede ağırladı. “Engelliler için iki gün” projesi adı altında çevrede ikamet eden engellileri bir araya getirerek, onların sorunları ile yakından ilgilendi. Belediyenin özel aracı ile onları evlerinden alarak, tekrar evlerine getiren Beşiktaş Belediyesi farkındalığını ortaya koydu. Engellilerin sorunlarını engelli Aysel Oturak ile yapılan özel bir röportaj ile gündeme getiren Didem Kaya yaşanan sorunları gündeme getirdi. Ben Didem Kaya, her ne kadar gazeteciler bir yönetici, bir ünlü veya vatandaşla röportaj yapsa görüşlerini alsa da; biz Beşiktaş belediyesinde, Belediye Başkanımız Murat Hazinedar’ın Engelliler için bu güne kadar birçok projeyi hayata geçirmesini takdir ediyor ve biliyoruz. Son yaptığı “engelliler ile 2 gün” projesi kapsamında iki gün belediyemizde ağırladığımız Engelli Gazeteci yazar Aysel Oturak’la Engellilik hakkındaki söyleyişi  ile bir araya geldik. Birlikte güzel bir gün geçirdik.Bizi buluşturan “Engelli aileleri güçlendirme derneği” (ENGÜÇDER) Başkanı  Vahap koçak’ın Aysel’i tarif eden konuşmasındaki kadar; samimi ve güler yüzüyle karşılaştık, yaşadığı onca zorluğa çalım atarcasına dirayetliydi. Engelli bir gazeteci de olmasından dolayı da kendisinin yaşadığı zorlukları, karşılaştığı yaklaşımları ve yaşadıklarını kendi ağzından olan cevaplarıyla sizlere duyurmak adına bu güzel röportaj’ı hazırlayıp bu konuda fikirlerini sevenleri ve siz değerli okurlarımızla bireysel olarak verdiği çabayı sizlerle paylaşmak için birkaç soru hazırladık. Didem Kaya; Sizi tanımak için biraz kendinizden söz eder misiniz? Aysel Oturak; Aslında bahsedecek çok farklı bir şeylerim yoktur. Her sağlıklı kişi gibi koşan, oynayan çalışan biriydim. Her sağlıklı insanın çalışabileceği birçok iş deneyimim oldu. Şimdi bunları sayarsam konu uzar gider. J Benim hastalığım çok sonradan ortaya çıktı, psikolojik bir bunalımın ardından iki ay sonra hastanede yatarken yürüyemez oldum. Tam deli çağının ortasında böyle bir durumu yaşamanın zorluğu anlatılmaz…  Benim bir engelli olarak 2009 da bir yazıma DWB Dünya yerel basın ödülüm var. 2015 Aralık Ayında basılan “Hangisi Sizin Hikâyeniz” adında bir kitabım var: konusu ise ilk denemem olduğundan herkesi ilgilendireceğini düşündüğümüz, 28 bölümden oluşan gerçek hikâyeler.   Didem Kaya; Bugün Aysel en çok neyin, nasıl olmasını isterdi?  Ve engelli olmak zorunda bırakıldım dediniz, neden öyle düşünüyorsunuz? Aysel Oturak; Kimsenin beş (5) dakika sonra nerede ne şekilde olacağı bilinmiyor, hadi engelli olmaktan hastalanmaktan bir şekilde kurtuldunuz, diyelim! Peki, yaşlı olmaktan, yaşlanmaktan kurtuluş var mı? En çok hastalıklara çarelerin bulunmasını ve maddi gücü olanın az çok tedavi olurken, maddi gücü olmayanın arkalardan bakakalmamasını isterdim. Büyüklerin küçükleri ezmediği, sömürmediği bir dünya, kadınların ezilmediği, hak ve hakkın bilindiği önemsendiği bir dünya isterdim.   Neden, engelli olmak zorunda bırakıldığımı düşünüyorum? En basit şeylere çareler üretilip bulunurken hatta bir gece de birkaç günde istenen bir ülkeyi yıkabilecek yerle bir edecek güçlere sahip olan dünya ülkelerinin, bu gibi hastalıklara, ticari amaçla tedavi sağlayıp bu hastalıkların üzerinde bütçe ayırıp imkân yaratmadıkları için. Böyle düşünüyorum.   Didem Kaya; Bir engelli olarak bakarsak, bayağı faalsiniz?   Aysel Oturak; Ben, fırsat verilirse herkesin ve engellilerin sesi olmak istiyorum. Yeter ki, bana da fırsat verilsin. Bazı kişiler yanlış itham edip, yersiz yere yargılıyorlar! Kim nereye davet etti koşullar uygun olup, ulaşımıma çözüm bulundu ya da ulaşabileceğim yerdi de mi, ben gitmedim? Yeter ki fırsat verilsin. Ben her yerde, herkesin yanında olmak isterim. İnsanca batığımız sürece, kimse kimseden üstün olamaz akli melekeleri yerindeyse.     Didem Kaya; En çok üzülüp, kızdığınız birkaç şeyi paylaşır mısınız bizlerle?   Aysel Oturak; Nerede olursa olsun, engelli birilerini görünce bir yaratık görmüş gibi, lafım meclisten dışarı “öküzün trene baktığı” gibi bakanları görmeye kızıyorum. Herkesin anlamadan, dinlemeden herhangi bir durumuma yorum yapmasına! Birilerinin beni tanımadan benim hakkımda söylemlerine çok kızıp, üzülüyorum.  Örneğin, İşini doğru dürüst yapmayan, yapamayan kişileri bir yerlere getiriyorlar. Amcası, dayısı veya da torpille. O kişiler de dinlemeden anlamadan kendilerince bir şeylere karar verip uyguluyor. Benim hastalığımın ne kadar ciddi olduğunu bilmeden, adını bile yazamayanların; iki kardeşi Mayıs ayından beridir mağdur bırakması gibi. Sağlık gider ve maaşlarımızı kesmeleri gibi!   Mesela (Aysel kimdir ne yapar, nasıl yaşar demeden) Ve birilerinin (kişi ya da kamu da) bana uygun yerleri yapmadan benden, herhangi bir şeyi yapmamı beklemesine kızıyorum kim olursa olsun (kardeşim benden bir şey bekleyeceksen önce oranın ortamını bana uygun seçecek ve ya yaptıracaksın)…   Didem Kaya; Geçenlerde sosyal medyada, bir paylaşımınızda yazmıştınız. Ben, Beş senedir mahkemelerde süründüm; kimse arayıp sormadı diye?  Neden mahkemelerdeydiniz?   Aysel Oturak;  Ben ne asiyim nede dolduruşla bunu yapan, yaptırılan biriyim. Bende Bayrağını vatanını bazılarından daha çok seven biriyim. O an canlı yayında spontane gelişen bir olaydı. Derdim soruldu söyledim. Aylardır iki hastanın hayatıyla oynanıyor orada burada feryat ediyorum duyulmuyor, duymazdan geliniyor. Hastalığımın adını telaffuz edemeyen, yazamayan kişilerce kesilen sağlık güvencem olan yeşilkart ve yine kesik olan maaşıma sebep gösterilen 392 tl aylık yetermiş. Varsa adalet benim ölmek istememden bunları bize reva görenler (işinin yaptığının) farkında olmayanlar sorumludur, eğer adalet varsa buradan suç duyurusunda bulunuyorum. 392 TL. Ben dilenmiyorum iş istiyorum. Ortadaki büyük adaletsizliğin haksızlığın görülmesini istiyor bunun içinde “KENDİ ÖTENAZİMİ İSTİYORUM” dedim. Ama şu da doğru ben, 5 yıl boyunca Mahkemelerde sürünürken, kimse beni ne aradı ne de Av. tutup yolladı. Üstelik ulusal basına bile yansıyan karikatürüm nedeniyle, kim içindi ne içindi? 2011 de başlayıp, 2016 Haziran da biten bir davaydı: O zamanlar Başbakanımız, şimdi ise Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın karikatürü içindi… Kanıtlanırda.  Kendisini sevdiğim için yapmıştım suç unsuru içeren bir şey zaten yoktu. Ne o zamanlarda nede şimdi ben ne arandım ne sahip çıkıldım... Asıl ilgiyi hak eden bendim karşılığı da bu oldu “ÖLÜMÜ İSTETMEK” Ben şimdi asla kimsenin yaptığını küçümsemek için yada kıskandığım için demiyorum ama birisi çıkıyor öylesine uyduruk bir şeyle ilgiyi, alakayı çekip günlerce TV.ler de haberlerde konu ediliyor… Peki, ben kimim? O kadar feryat ediyorum duyan yok.     Didem Kaya; Aysel, eğer bir gün duyarlarsa ilgilenirlerse, hükümetimizden ne isterdi?   Aysel Oturak; Aslında ben duyduklarına eminim. Ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kulak verip bir gün beni de duyacağına, ilgileneceğine inanıyorum. Duyulmamam imkânsız çünkü her fırsatta kendisini görmek istediğimi söylüyorum. Bütün ülkemizin halkı gibi bende onu seviyorum, saygı duyuyorum. Ve görmek istiyorum.   Didem Kaya; Anne, Babanız için ne söyleyeceksiniz ve aynı evde hem kendiniz hem de bir engelli kardeş ile yaşamak nasıl?   Aysel Oturak; Benim babam yok. Bir trafik kazasında 1995ʹde vefat etti. Annem bizlere hem anne hem de baba olmuş onca senedir ve hala da yetmeye çabalıyor,  annemin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğiz bütün çocukları olarak… Evde, benden büyük olan oda hasta (Serabeller ataxia) bir ablam daha var. Özellikle annem için iki engelliyle uğraşmak çok zor, bazen zaruri ihtiyaçlarımı anneme söylemekten rahatsız oluyorum…    Didem Kaya; Engelli ile evlilikler hakkında ne diyeceksin? Ve belediyelere mesajın nedir?   Aysel Oturak; Engellilerin de sevmek sevilmek tabii ki en insani hakkı. Mesela biri engelli diğeri sağlıklı olmasına ben normal bakıyorum ama iki engellinin evliliği zor olur diye düşünüyorum. Öyle olmalı ki, biri düştüğünde eşlerden biri onun elini tutabilmeli yardım edebilmeli. Çokları bunu da kınıyor, benim tanıdığım birçok engelli ve sağlıklı çift var evli olanlar ve ya beraber olanlar ve gayet mutlular.   Evlilik genelde hizmet edebilmeli gibi görülüyor (sağlıklı kişiler evlenip ayrılabilir ama engelli ayrılamaz) düşüncesi çok yaygın. Ay bilmiyorum ben hiç evlenmedim.    Güvenmek ve paylaşım çok önemli… Toplum kalıplaşmış değer yargılarından sıyrılarak engellilerinde duyguları ve hislerinin olduğunu her sağlıklı birilerinin yaşadığı mutlulukları yaşamaya haklarının olduğunu kabul etmelidir.   Didem Kaya; Siyasette engellilerin yeri nedir? Mecliste ki engelliler yeterince sesinize ses oluyorlar mı ve sizin arkanızda güçlü biri ya da siyasiler olsa size elini uzatan ne isterdiniz.    Aysel Oturak; Çok zor soru kısaca örnekle, TBMM ye çıkan engelliler nereden geldiklerini unutuyorlar sanki. Eksik ve yanlışlar insanlar içindir tabi de. Zamanla düzeltilebilir yeter ki göz yumulmasın, kulaklar tıkanmasın.    Ben tek kişiyim “Bende bir bireyim arkamda ne bir şahıs ne dernek ne vakıf nede bir siyasi parti var, ben sadece (Aysel Oturak) adında milyonlarca engelliden biriyim. Kurum,  kuruluş olmadığım halde; tüm uğraşlarım, yazılarım bütün engellilerin zor olan yaşamlarını dile getirir, kolaylaştırmayı ve sesleri olmayı isterim.” isteklerim hak temellidir, daha iyi şartlarda insanca yaşam için. Arkamda güçlü birileri olsaydı, bu zorluklarda, hasta biri olarak verdiğim onca uğraş ve çabalar daha da çok olurdu. Birçok kişiye daha fazla faydalı olurdum. İnsan olarak ortak yaşamlarımızı kolaylaştırma yollarını daha çok arardım.   Didem Kaya; Duru bir güzelliği ve çok güler yüzlüsün ama bunun yanında sessiz ve sakin bir duruşunuz var, bunun engelle (hasta) oluşunuzla ilgisi var mı?    Aysel Oturak;  Aslında var, ne kadar gülümsesem de acıyı içimde yaşamayı taa çocukluğumdan beridir örgendim. Gülümsemeyi adet haline getirdim. Ama benim de üzülüp ağlamam çok normal; iki ayağım varken  birilerinin koşarken birilerinin sandalyede olduğunu bilmek pek içimi açmıyor ama gizli gizli ağlamak daha cazip sanki J Biz kullar yaratılışımız gereği hep isteriz onun için bende, sende o ve şu kişilerde hep bir şeyler isteriz. İsteklerin sonu gelmez. Dolayısıyla bende isterim. Ama en çokta sağlık ve başarıyı isterim.   Didem Kaya; Bizimle paylaştığın güzel düşüncelerin için teşekkür eder, hayatının düşüncelerin kadar berrak ve güzel geçmesini temenni ederiz.   Aysel Oturak; Bir gün bizlere uzatılmış el emin olsunlar yarın kendilerine dönecektir...  Ahlak kurallarının yıkılmadığı; terör denen hainlerden temizlenmiş bir dünya da hakkın ve adaletin hüküm sürdüğü bir coğrafya da. Barış, Sağlık, Huzur ve Mutluluk dolu sadece bir yıl değil, upuzun bir ömür diliyorum. İyi Seneler.  
    Her zaman engellilerin sorunları ile ilgilenmeyi kendine özel bir hizmet ilkesi edinen Beşiktaş Belediyesi engelliler için yine özel bir proje hazırlayarak onları Belediyede ağırladı. “Engelliler için iki gün” projesi adı altında çevrede ikamet eden engellileri bir araya getirerek, onların sorunları ile yakından ilgilendi. Belediyenin özel aracı ile onları evlerinden alarak, tekrar evlerine getiren Beşiktaş Belediyesi farkındalığını ortaya koydu. Engellilerin sorunlarını engelli Aysel Oturak ile yapılan özel bir röportaj ile gündeme getiren Didem Kaya yaşanan sorunları gündeme getirdi. Ben Didem Kaya, her ne kadar gazeteciler bir yönetici, bir ünlü veya vatandaşla röportaj yapsa görüşlerini alsa da; biz Beşiktaş belediyesinde, Belediye Başkanımız Murat Hazinedar’ın Engelliler için bu güne kadar birçok projeyi hayata geçirmesini takdir ediyor ve biliyoruz. Son yaptığı “engelliler ile 2 gün” projesi kapsamında iki gün belediyemizde ağırladığımız Engelli Gazeteci yazar Aysel Oturak’la Engellilik hakkındaki söyleyişi  ile bir araya geldik. Birlikte güzel bir gün geçirdik.Bizi buluşturan “Engelli aileleri güçlendirme derneği” (ENGÜÇDER) Başkanı  Vahap koçak’ın Aysel’i tarif eden konuşmasındaki kadar; samimi ve güler yüzüyle karşılaştık, yaşadığı onca zorluğa çalım atarcasına dirayetliydi. Engelli bir gazeteci de olmasından dolayı da kendisinin yaşadığı zorlukları, karşılaştığı yaklaşımları ve yaşadıklarını kendi ağzından olan cevaplarıyla sizlere duyurmak adına bu güzel röportaj’ı hazırlayıp bu konuda fikirlerini sevenleri ve siz değerli okurlarımızla bireysel olarak verdiği çabayı sizlerle paylaşmak için birkaç soru hazırladık. Didem Kaya; Sizi tanımak için biraz kendinizden söz eder misiniz? Aysel Oturak; Aslında bahsedecek çok farklı bir şeylerim yoktur. Her sağlıklı kişi gibi koşan, oynayan çalışan biriydim. Her sağlıklı insanın çalışabileceği birçok iş deneyimim oldu. Şimdi bunları sayarsam konu uzar gider. J Benim hastalığım çok sonradan ortaya çıktı, psikolojik bir bunalımın ardından iki ay sonra hastanede yatarken yürüyemez oldum. Tam deli çağının ortasında böyle bir durumu yaşamanın zorluğu anlatılmaz…  Benim bir engelli olarak 2009 da bir yazıma DWB Dünya yerel basın ödülüm var. 2015 Aralık Ayında basılan “Hangisi Sizin Hikâyeniz” adında bir kitabım var: konusu ise ilk denemem olduğundan herkesi ilgilendireceğini düşündüğümüz, 28 bölümden oluşan gerçek hikâyeler.   Didem Kaya; Bugün Aysel en çok neyin, nasıl olmasını isterdi?  Ve engelli olmak zorunda bırakıldım dediniz, neden öyle düşünüyorsunuz? Aysel Oturak; Kimsenin beş (5) dakika sonra nerede ne şekilde olacağı bilinmiyor, hadi engelli olmaktan hastalanmaktan bir şekilde kurtuldunuz, diyelim! Peki, yaşlı olmaktan, yaşlanmaktan kurtuluş var mı? En çok hastalıklara çarelerin bulunmasını ve maddi gücü olanın az çok tedavi olurken, maddi gücü olmayanın arkalardan bakakalmamasını isterdim. Büyüklerin küçükleri ezmediği, sömürmediği bir dünya, kadınların ezilmediği, hak ve hakkın bilindiği önemsendiği bir dünya isterdim.   Neden, engelli olmak zorunda bırakıldığımı düşünüyorum? En basit şeylere çareler üretilip bulunurken hatta bir gece de birkaç günde istenen bir ülkeyi yıkabilecek yerle bir edecek güçlere sahip olan dünya ülkelerinin, bu gibi hastalıklara, ticari amaçla tedavi sağlayıp bu hastalıkların üzerinde bütçe ayırıp imkân yaratmadıkları için. Böyle düşünüyorum.   Didem Kaya; Bir engelli olarak bakarsak, bayağı faalsiniz?   Aysel Oturak; Ben, fırsat verilirse herkesin ve engellilerin sesi olmak istiyorum. Yeter ki, bana da fırsat verilsin. Bazı kişiler yanlış itham edip, yersiz yere yargılıyorlar! Kim nereye davet etti koşullar uygun olup, ulaşımıma çözüm bulundu ya da ulaşabileceğim yerdi de mi, ben gitmedim? Yeter ki fırsat verilsin. Ben her yerde, herkesin yanında olmak isterim. İnsanca batığımız sürece, kimse kimseden üstün olamaz akli melekeleri yerindeyse.     Didem Kaya; En çok üzülüp, kızdığınız birkaç şeyi paylaşır mısınız bizlerle?   Aysel Oturak; Nerede olursa olsun, engelli birilerini görünce bir yaratık görmüş gibi, lafım meclisten dışarı “öküzün trene baktığı” gibi bakanları görmeye kızıyorum. Herkesin anlamadan, dinlemeden herhangi bir durumuma yorum yapmasına! Birilerinin beni tanımadan benim hakkımda söylemlerine çok kızıp, üzülüyorum.  Örneğin, İşini doğru dürüst yapmayan, yapamayan kişileri bir yerlere getiriyorlar. Amcası, dayısı veya da torpille. O kişiler de dinlemeden anlamadan kendilerince bir şeylere karar verip uyguluyor. Benim hastalığımın ne kadar ciddi olduğunu bilmeden, adını bile yazamayanların; iki kardeşi Mayıs ayından beridir mağdur bırakması gibi. Sağlık gider ve maaşlarımızı kesmeleri gibi!   Mesela (Aysel kimdir ne yapar, nasıl yaşar demeden) Ve birilerinin (kişi ya da kamu da) bana uygun yerleri yapmadan benden, herhangi bir şeyi yapmamı beklemesine kızıyorum kim olursa olsun (kardeşim benden bir şey bekleyeceksen önce oranın ortamını bana uygun seçecek ve ya yaptıracaksın)…   Didem Kaya; Geçenlerde sosyal medyada, bir paylaşımınızda yazmıştınız. Ben, Beş senedir mahkemelerde süründüm; kimse arayıp sormadı diye?  Neden mahkemelerdeydiniz?   Aysel Oturak;  Ben ne asiyim nede dolduruşla bunu yapan, yaptırılan biriyim. Bende Bayrağını vatanını bazılarından daha çok seven biriyim. O an canlı yayında spontane gelişen bir olaydı. Derdim soruldu söyledim. Aylardır iki hastanın hayatıyla oynanıyor orada burada feryat ediyorum duyulmuyor, duymazdan geliniyor. Hastalığımın adını telaffuz edemeyen, yazamayan kişilerce kesilen sağlık güvencem olan yeşilkart ve yine kesik olan maaşıma sebep gösterilen 392 tl aylık yetermiş. Varsa adalet benim ölmek istememden bunları bize reva görenler (işinin yaptığının) farkında olmayanlar sorumludur, eğer adalet varsa buradan suç duyurusunda bulunuyorum. 392 TL. Ben dilenmiyorum iş istiyorum. Ortadaki büyük adaletsizliğin haksızlığın görülmesini istiyor bunun içinde “KENDİ ÖTENAZİMİ İSTİYORUM” dedim. Ama şu da doğru ben, 5 yıl boyunca Mahkemelerde sürünürken, kimse beni ne aradı ne de Av. tutup yolladı. Üstelik ulusal basına bile yansıyan karikatürüm nedeniyle, kim içindi ne içindi? 2011 de başlayıp, 2016 Haziran da biten bir davaydı: O zamanlar Başbakanımız, şimdi ise Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın karikatürü içindi… Kanıtlanırda.  Kendisini sevdiğim için yapmıştım suç unsuru içeren bir şey zaten yoktu. Ne o zamanlarda nede şimdi ben ne arandım ne sahip çıkıldım... Asıl ilgiyi hak eden bendim karşılığı da bu oldu “ÖLÜMÜ İSTETMEK” Ben şimdi asla kimsenin yaptığını küçümsemek için yada kıskandığım için demiyorum ama birisi çıkıyor öylesine uyduruk bir şeyle ilgiyi, alakayı çekip günlerce TV.ler de haberlerde konu ediliyor… Peki, ben kimim? O kadar feryat ediyorum duyan yok.     Didem Kaya; Aysel, eğer bir gün duyarlarsa ilgilenirlerse, hükümetimizden ne isterdi?   Aysel Oturak; Aslında ben duyduklarına eminim. Ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kulak verip bir gün beni de duyacağına, ilgileneceğine inanıyorum. Duyulmamam imkânsız çünkü her fırsatta kendisini görmek istediğimi söylüyorum. Bütün ülkemizin halkı gibi bende onu seviyorum, saygı duyuyorum. Ve görmek istiyorum.   Didem Kaya; Anne, Babanız için ne söyleyeceksiniz ve aynı evde hem kendiniz hem de bir engelli kardeş ile yaşamak nasıl?   Aysel Oturak; Benim babam yok. Bir trafik kazasında 1995ʹde vefat etti. Annem bizlere hem anne hem de baba olmuş onca senedir ve hala da yetmeye çabalıyor,  annemin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğiz bütün çocukları olarak… Evde, benden büyük olan oda hasta (Serabeller ataxia) bir ablam daha var. Özellikle annem için iki engelliyle uğraşmak çok zor, bazen zaruri ihtiyaçlarımı anneme söylemekten rahatsız oluyorum…    Didem Kaya; Engelli ile evlilikler hakkında ne diyeceksin? Ve belediyelere mesajın nedir?   Aysel Oturak; Engellilerin de sevmek sevilmek tabii ki en insani hakkı. Mesela biri engelli diğeri sağlıklı olmasına ben normal bakıyorum ama iki engellinin evliliği zor olur diye düşünüyorum. Öyle olmalı ki, biri düştüğünde eşlerden biri onun elini tutabilmeli yardım edebilmeli. Çokları bunu da kınıyor, benim tanıdığım birçok engelli ve sağlıklı çift var evli olanlar ve ya beraber olanlar ve gayet mutlular.   Evlilik genelde hizmet edebilmeli gibi görülüyor (sağlıklı kişiler evlenip ayrılabilir ama engelli ayrılamaz) düşüncesi çok yaygın. Ay bilmiyorum ben hiç evlenmedim.    Güvenmek ve paylaşım çok önemli… Toplum kalıplaşmış değer yargılarından sıyrılarak engellilerinde duyguları ve hislerinin olduğunu her sağlıklı birilerinin yaşadığı mutlulukları yaşamaya haklarının olduğunu kabul etmelidir.   Didem Kaya; Siyasette engellilerin yeri nedir? Mecliste ki engelliler yeterince sesinize ses oluyorlar mı ve sizin arkanızda güçlü biri ya da siyasiler olsa size elini uzatan ne isterdiniz.    Aysel Oturak; Çok zor soru kısaca örnekle, TBMM ye çıkan engelliler nereden geldiklerini unutuyorlar sanki. Eksik ve yanlışlar insanlar içindir tabi de. Zamanla düzeltilebilir yeter ki göz yumulmasın, kulaklar tıkanmasın.    Ben tek kişiyim “Bende bir bireyim arkamda ne bir şahıs ne dernek ne vakıf nede bir siyasi parti var, ben sadece (Aysel Oturak) adında milyonlarca engelliden biriyim. Kurum,  kuruluş olmadığım halde; tüm uğraşlarım, yazılarım bütün engellilerin zor olan yaşamlarını dile getirir, kolaylaştırmayı ve sesleri olmayı isterim.” isteklerim hak temellidir, daha iyi şartlarda insanca yaşam için. Arkamda güçlü birileri olsaydı, bu zorluklarda, hasta biri olarak verdiğim onca uğraş ve çabalar daha da çok olurdu. Birçok kişiye daha fazla faydalı olurdum. İnsan olarak ortak yaşamlarımızı kolaylaştırma yollarını daha çok arardım.   Didem Kaya; Duru bir güzelliği ve çok güler yüzlüsün ama bunun yanında sessiz ve sakin bir duruşunuz var, bunun engelle (hasta) oluşunuzla ilgisi var mı?    Aysel Oturak;  Aslında var, ne kadar gülümsesem de acıyı içimde yaşamayı taa çocukluğumdan beridir örgendim. Gülümsemeyi adet haline getirdim. Ama benim de üzülüp ağlamam çok normal; iki ayağım varken  birilerinin koşarken birilerinin sandalyede olduğunu bilmek pek içimi açmıyor ama gizli gizli ağlamak daha cazip sanki J Biz kullar yaratılışımız gereği hep isteriz onun için bende, sende o ve şu kişilerde hep bir şeyler isteriz. İsteklerin sonu gelmez. Dolayısıyla bende isterim. Ama en çokta sağlık ve başarıyı isterim.   Didem Kaya; Bizimle paylaştığın güzel düşüncelerin için teşekkür eder, hayatının düşüncelerin kadar berrak ve güzel geçmesini temenni ederiz.   Aysel Oturak; Bir gün bizlere uzatılmış el emin olsunlar yarın kendilerine dönecektir...  Ahlak kurallarının yıkılmadığı; terör denen hainlerden temizlenmiş bir dünya da hakkın ve adaletin hüküm sürdüğü bir coğrafya da. Barış, Sağlık, Huzur ve Mutluluk dolu sadece bir yıl değil, upuzun bir ömür diliyorum. İyi Seneler.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve eskilgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Ankara escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort İstanbul escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort