ABDʹde Ara Seçimler: Seçmenlerin Kararı Bu Kez Neden Çok Önemli?

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 05.11.2018 - 03:30, Güncelleme: 05.11.2018 - 03:30 2476+ kez okundu.
 

ABDʹde Ara Seçimler: Seçmenlerin Kararı Bu Kez Neden Çok Önemli?

ABDʹde yarın yapılacak Temsilciler Meclisi ve Kongre ara seçimlerine çok sertleşmiş bir siyasi-kültürel kutuplaşma ortamında gidiliyor.Oy pusulalarının üzerinde Başkan Trumpʹın adı yok ama bu seçimler adeta onun başkanlığı, iç ve dış politika pratikleri üzerine bir referandum özelliği taşıyor.Bu ara seçimler ABDʹyi o kadar kritik bir dönemece getirdi ki, eski başkan Obamaʹnın bile, eski başkanların siyasetten uzak durma geleneğini bir kenara bırakarak Trumpʹa karşı Demokrat Parti kampanyasını desteklemek için sahaya indiğini görüyoruz.ABDʹde her başkanlık döneminin ortasında, Temsilciler Meclisiʹnin 435 üyesini, senatonun 100 üyesinden 35/39ʹunu yenileyen bir ˮara seçimˮ yapılır.Bu seçimler vatandaşlara, iki yıl önce seçtikleri başkanın ve partisinin performansını değerlendirme, hoşnut değillerse Mecliste veya Senatoʹda hatta ikisinde birden çoğunluğu muhalefet partisine oy vererek, başkanı dengeleme fırsatı yaratır.Buna karşılık başkanın partisi eğer her iki mecliste çoğunluğa sahip ise, başkan parlamentodan istediği yasayı çıkartabilir.Yüksek Hakimler Kuruluʹnun başkanı da iktidar partisinden ise güçler ayrılığı, pratikte bir dahaki seçimlere kadar kağıt üstünde kalır.Bu süre içinde teorik olarak başkan, sistemin doğasını etkileyebilecek radikal kararlar alabilir, hatta Anayasaʹyı değiştirmeye kalkabilir.ABDʹde bugüne kadar, hem başkanlar, hem de Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti merkez sağ ve merkez sol çizgilerde kaldıkları için, her iki meclisin çoğunluğunun başkanın partisinin elinde olduğu dönemlerde bile rejim ve düzen açısından ciddi bir sorun çıkmadı.Ancak, bu ara seçimlerde durum farklı.Farklı sandık sonuçların siyasi etkileri ne olur?Trump merkez sağın iyice sağında olan bir başkan.Halen iki mecliste çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçi Parti de gittikçe artan oranda merkez sağ çizgiden uzaklaşarak Trumpʹın siyasi çizgisinin etkisi altına giriyor.Demokrat Partiʹde de, en son Hillary Clinton tarafından temsil edilen merkez solun temsilcilerinin partinin tabanının güvenini artık koruyamadıkları görülüyor. ABDʹde siyasetin yelpazesinde merkez sağ ve merkez sol iyice zayıfladı, zayıflamaya hatta erimeye devam ediyor.Eğer Demokrat Parti, bu ara seçimlerde Kongre ve Meclisʹte çoğunluğu ele geçirebilirse Trumpʹı azletme sürecini başlatabilecek.Yalnızca Meclisʹin çoğunluğunu ele geçirse bile Demokrat Parti, en azından Trumpʹın seçim kampanyası ile Rusya arasındaki bağlara ilişkin soruşturmayı canlandırma, genişletme olanağı elde edecek.Eğer Cumhuriyetçiler Kongre ve Meclisʹteki çoğunluklarını koruyabilirlerse, yalnızca Trumpʹın başkanlığı güvence altına alınmış olamayacak.Trumpʹın çatışmacı, toplumu kutuplaştırıcı tarzının, aşırı sağ politik çizgisinin seçim kazandırdığı yönünde bir algı oluşacağından partinin sağa kayışı daha da hızlanacak.ABD siyasi ikliminde, Trumpʹın başkanlığıyla hızlanan kutuplaşma ve değişim eğilimi giderek daha da güçlenecek.Bu nedenlerden, ABD dünyanın en zengin ekonomisine, en güçlü ordusuna, bilişim ve kültür endüstrisine sahip olduğundan yarınki seçimlerin sonuçları, yalnızca ABD halkının değil, tüm dünya halklarının da yaşamını, geleceğini etkileyebilecek.Seçimlerden Cumhuriyetçi Parti zaferle çıkarsa, küreselleşmeye karşı milliyetçiliği ve ˮyerliciliğiˮ, hatta ırkçı politikaları savunan bir yönelimle, ABDʹyi İklim Değişikliği Anlaşması, İranʹla nükleer anlaşma, Rusya ile Orta Menzilli Nükleer Füzeler Anlaşması gibi tüm insanlık için yaşamsal öneme sahip anlaşmalardan çıkaran, Çinʹi hedef alan ticaret savaşları başlatan, Avrupa Birliğiʹnde, milliyetçi ırkçı ve birlik karşıtı akımları desteleyen dış politikalar; içerde de ırkçı, LGBT düşmanı politikalar konsolide olacak.Diğer bir deyişle, ABDʹde siyasi, dengelerde sağa kayış hızlanır kutuplaşma derinleşirken, uluslararası alanda gezegenin ekolojik dengelerini tehdit eden, bir büyük savaş olasılığını da güçlendiren gelişmeler hızlanacak.Seçimlerden Demokrat Parti zaferle çıkarsa, Cumhuriyetçi partiden senatör ve temsilciler, Trump politikalarının seçim kazandırmadığını düşünecekler.Demokrat Parti de Trumpʹı azletme, en azından etkisiz hale getirme yönünde önemli adımlar atma olanağı elde edecek.Ancak ABD siyasi ikliminde derinleşmekte olan kutuplaşma eğilimini geri çevirmek kolay olmayacak.Seçimlerin yapıldığı ʹzehirli iklimʹGerçekten de ABD halkı bu ara seçimlere, demokrasinin geleceği, toplumsal istikrar açısından son derecede zehirli bir iklimde giriyor.Bu iklimin oluşmasında üç kümedeki gelişmelerin rol oynadığı söylenebilir.Birinci kümede, ekonomik krizin 2007-10 döneminde ABDʹde gelir dağılımını daha da bozarak, toplumunun dokusunda yarattığı etkiler var.İkinci kümede, ABD toplumunda belli bölgelerde ve toplumsal kesimlerde hiç etkisini kaybetmeyen ırkçı, dinci eğilimler var.Üçüncü kümede de, uluslararası alanda ABDʹnin kazanılamayan savaşlar, çözülemeyen sorunlar, yükselişi engellenemeyen güçler karşısında artık gerileyen bir imparatorluk konumuna geçmiş olmasının, ˮen özel ülkeˮ, ˮen güçlü ülkeˮ, ˮdünya lideri ülkeˮ inancı ve bu inancı besleyen söylemler üzerinde yaptığı olumsuz etkiler var.Bu üç kümedeki gelişmeler ABD halkında yönetici seçkinlerin toplumu yönetme becerisine, topluma sundukları liberal demokrasi, serbest piyasa, küreselleşme ve nihayet çok kültürlülük söylemlerine karşı önce bir güvensizliğe sonra güçlü bir tepkiye yol açtı.İkinci kümede, köleciliği kaldıran iç savaştan bu yana, 1970ʹlerin sivil haklar, eşitlik mücadelelerinin kazanımlarına rağmen tamamen ortadan kalkmayan, ˮeskiˮ - siyahların, kadınların, LGBT bireylerin, yabancıların toplumdaki yerinin belli olduğu- ˮgüzelˮ günlere yönelik bir nostalji vardı.Bu nostalji küreselleşmeye, uluslararası sorunları çözmek için sorumluluk almaya, bu çözümlere kaynak aktarmaya karşı milliyetçi, dayatmacı ve yerlici bir tepkiyle birleşerek Amerikan halkı arasında yaygınlaşmaya, ABD toplumunu siyasi ve kültürel olarak kutuplaşmaya başladı.Donald Trump bu nostaljiden, küreselleşmeye ve yönetici seçkinlere yönelik tepkilerden, toplumdaki kutuplaşmadan beslenerek seçim kampanyasını tasarlamış, o kampanyayla seçimleri kazanarak başkan olmuştu.Başkan olduğundan bu yana da, kendisini başkanlığa taşıyan eğilimleri güçlendirmek için elinden gelen yaptı.Sonuç olarak, yarın yapılacak ara seçimlere gelindiğinde de ABDʹde kutuplaşma had safhaya yükselmişti.Bir tarafta, yabancılarla, solcularla, ˮahlaksız politikacılarlaˮ, eşcinsel haklarıyla ˮkirletilmemiş eski günlerineˮ geri dönmek isteyen, beyaz üstünlüğüne inanan, ırkçı şoven milliyetçi, Evanjelik Hristiyan bir seçmen grubu (Trumpʹın oy tabanı) var.Cumhuriyetçi adayların kampanyalarından korkuları besleyen dilBu kesimde soğuk savaş bittiğinden bu yana duyulmayan, ˮsosyalist - komünist tehlikeˮ söyleminin yaygınlaşmaya başladığı görülüyor.Beyaz Sarayʹın Ekonomik Danışmanlar Konseyi bile, ˮSosyalizmin Fırsat Maliyetiˮ başlıklı, Financial Timesʹdan Martin Sanbuʹnun sözleriyle ˮçok seviyesiz bir broşürˮ yayımlıyor.Trump Demokrat Partiʹyi sosyalist, piyasa düşmanı olmakla suçlayabiliyor.Karşısında da toplumun geri kalanı gittikçe daha fazla korkmaya başlıyor.The New York Times, The Atlantic Monthly gibi liberal eğilimli, ˮana akımˮ medyada ˮfaşizmˮ sözcüğüne bugüne kadar görülmemiş bir sıklıkta rastlanıyor.Tüm bunlar olurken, ABD ekonomisi iddiaya, göre ˮTrumpˮ etkisiyle bir toparlanma yaşıyor.Ancak ilginçtir, New York Timesʹın dikkat çektiği gibi ne Trump ne de Cumhuriyetçi parti adayları seçim kampanyalarında ˮekonomik başarılarınıˮ öne çıkarmaya, ˮiyi haberlerˮ üzerinde durmaya çalışıyor.Aksine hem Trump hem de Cumhuriyetçi partinin adayları negatif, kötü haberler üzerinde duruyorlar. Tehlikeleri, kaybedilmesi olası ayrıcalıkları vurgulayarak, taraftarlarında, varoluşsal korkuları, karşı tarafa yönelik nefreti besleyen bir dil kullanıyorlar.ˮIrkçı, yabancı düşmanıˮ olarak görülen dil, rakiplerine yönelik şiddeti onaylıyor; ana akım medyanın eleştirel yaklaşımını, Nazi Almanyaʹsının Lügenpress (yalancı basın) kavramını anımsatan biçimde ˮsahte haber medyasıˮ olarak tanımlıyor.Trump Latin Amerikaʹdan ABDʹye doğru ilerleyen, ˮiçinde Ortadoğulu ʹteröristleriʹ barındırdığıˮ iddia edilen, hatta ˮglobalistler (Yahudiler) tarafından finanse edildiğiˮ öne sürülen bir sığınmacılar konvoyundan giderek artan bir sıklıkta söz ederken, hiç çekinmeden yalan söylüyor.ABDʹye doğru gelmekte olan bu sığınmacılar konvoyunu, ˮişgalcilerˮ olarak tanımlıyor, Meksika sınırına ˮgerektiğinde vur emriyle 15,000 askerˮ göndermekten, toplama kampları, çadır kentler kurmaktan, doğumla elde edilen vatandaşlık hakkını kaldırmaktan söz ediyor.Böylece Trump hem orduyu seçim kampanyasına dahil ediyor hem de başkanlık kararnameleriyle anayasa değişikliği olasılığını gündeme getiriyor. Siyasi yelpazenin aşırı uçları silahlanıyor mu? Seçimler yaklaşırken, ˮsiyahlar bana oy vermeyecek kadar aptaldırˮ, ˮbir siyah liderin yönettiği ama bok çukuru olmayan bir ülke gösterinˮ gibi ifadeleri kolaylıkla sarf edebilen Trumpʹın ırkçı olarak yorumlanan söylemlerinin dozu da yükselmeye, toplumdaki kutuplaşma eğilimini daha da güçlendirmeye çalıştığı görülüyor.Bu kutuplaşma eğilimi, ABD tarihinde çok uzun zamandır görülmeyen zehirli sonuçlar üretmeye başladı.Ağustos ayında neo-nazi, beyaz üstünlüğü görüşleriyle bilinen bir genç, Virginiaʹnın Charlotteesville kasabasında barışçı bir gösterinin içine arabasıyla dalıp bir kişiyi öldürmüş, birçok kişiyi de yaralamıştı.O zaman Trumpʹın, saldırıyla ilgili beyaz üstünlüğünü savunan grubu suçlamaktan kaçınan, ˮher iki tarafta da iyi insanlar varˮ sözleri büyük tepki çekmişti.Sonra, Trumpʹın Yüksek Hakimler Kuruluʹna başkan olarak önerdiği Brett Kavanaughʹun adaylığı, hakkındaki, kadınlara yönelik bir taciz olayı iddiasına, Kongre komisyonunda ifade verirken aşırı partizan ve saldırgan bir dil kullanmış olmasına karşın onaylandı.Geçtiğimiz haftalarda, beyaz üstünlüğünü savunan ırkçı militanlar şiddet eylemlerine başladılar.Demokrat Partinin liderlerine, Yahudi işadamı ve George Sorosʹa postayla bombalı paketler gönderildi.Bir sinagoga yapılan silahlı saldırıda 11 Musevi öldü, 20ʹden fazlası yaralandı.Siyahların gittiği bir kiliseye saldırmaya kalkan bir adam içeri giremeyince sokaktaki iki siyahı öldürdü.Washington Postʹta geçtiğimiz günlerde bir haber, Oregon ve New Yorkʹtaki sağ sol çatışmalarına göndermeyle ˮkıyıdan kıyıya şiddetˮ başlığını taşıyordu.New Yorkʹta Manhattanʹın ortasında, kendilerine Proud Boys diyen beyaz üstünlüğünü savunucusu faşist bir grubun üyeleriyle, Antifa (Antifaşist) grubu yandaşları arasında bir meydan kavgası patlak vermiş. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı, Proud Boys grubunun üyelerini, muşta, bıçak, cop kullandığı kavgayı polis çok zor kontrol altına alabilmiş.Yine geçen günlerde Daily Beastʹde yayımlanan bir araştırma, terörizmle mücadele etmekle görevli Ulusal Güvenlik Örgütüʹnün (Homeland Security) yıllardır ˮbeyaz üstünlüğünüˮ savunan gruplardan kaynaklanan ˮterörˮ riskini görmezden geldiğini aktarıyordu.Aynı dönemde yayımlanan çok daha ayrıntılı bir The New York Times araştırması bu gözlemi destekliyordu.Araştırma ˮyıllarca görmezden geldiler, şimdi nasıl durduracaklarını bilemiyorlar. Yıllardır gösterilen bilinçli ihmal altında bu hareketler büyüdü ve metastaz yaptıˮ diyordu.New York Timesʹtaki bir başka araştırma da, aşırı sağ gruplardaki belirgin silahlanmaya ve artan şiddet eylemlerine karşılık, kimi antifaşist, sosyalist grupların da silahlanmaya, silah talim dernekleri kurmaya başladığını aktarıyor.Bu gelişmeler, ABDʹde, siyasi yelpazenin aşırı uçlarının silahlanmaya başladığı, tehlikeli bir kutuplaşmanın derinleşmekte olduğunu düşündürüyor.Faşizm kelimesinin kullanım sıklığı The Atlanticʹteki bir yazarın araştırmasına bakılırsa Trumpʹın ırkçı söylemi, yerlici söylemlerle kutuplaşmayı kışkırtma taktiği, salt bu seçimlerin kampanyasıyla sınırlı değil.Yazara göre ˮTrumpʹın seçim kampanyasını belirleyen kadronun seçimlerin çok ötesinde, uzun erimli bir planı olduğu anlaşılıyor.ˮBu durumda da, faşizm sözünü aşırı buldukları için düne kadar ağzına almakta isteksiz davranan liberal demokrat çevreler, ilk kez bu sıklıkta ˮTrump ve faşizmˮ sözcüklerini birlikte kullanıyorlar.Yarın yapılacak ABD ara seçimlerinde seçmen oyunu atarken, yalnızca kendi yaşamlarının, hak ve özgürlüklerinin geleceğini değil, dünya barışının, hatta ekolojik dengelerinin geleceğini etkileyecek çok önemli, tehlikeli olasılıkları içeren bir sonucu belirlemek için karar veriyor olacak. Donald Trump,Avrupa Birliği
ABDʹde yarın yapılacak Temsilciler Meclisi ve Kongre ara seçimlerine çok sertleşmiş bir siyasi-kültürel kutuplaşma ortamında gidiliyor.Oy pusulalarının üzerinde Başkan Trumpʹın adı yok ama bu seçimler adeta onun başkanlığı, iç ve dış politika pratikleri üzerine bir referandum özelliği taşıyor.Bu ara seçimler ABDʹyi o kadar kritik bir dönemece getirdi ki, eski başkan Obamaʹnın bile, eski başkanların siyasetten uzak durma geleneğini bir kenara bırakarak Trumpʹa karşı Demokrat Parti kampanyasını desteklemek için sahaya indiğini görüyoruz.ABDʹde her başkanlık döneminin ortasında, Temsilciler Meclisiʹnin 435 üyesini, senatonun 100 üyesinden 35/39ʹunu yenileyen bir ˮara seçimˮ yapılır.Bu seçimler vatandaşlara, iki yıl önce seçtikleri başkanın ve partisinin performansını değerlendirme, hoşnut değillerse Mecliste veya Senatoʹda hatta ikisinde birden çoğunluğu muhalefet partisine oy vererek, başkanı dengeleme fırsatı yaratır.Buna karşılık başkanın partisi eğer her iki mecliste çoğunluğa sahip ise, başkan parlamentodan istediği yasayı çıkartabilir.Yüksek Hakimler Kuruluʹnun başkanı da iktidar partisinden ise güçler ayrılığı, pratikte bir dahaki seçimlere kadar kağıt üstünde kalır.Bu süre içinde teorik olarak başkan, sistemin doğasını etkileyebilecek radikal kararlar alabilir, hatta Anayasaʹyı değiştirmeye kalkabilir.ABDʹde bugüne kadar, hem başkanlar, hem de Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti merkez sağ ve merkez sol çizgilerde kaldıkları için, her iki meclisin çoğunluğunun başkanın partisinin elinde olduğu dönemlerde bile rejim ve düzen açısından ciddi bir sorun çıkmadı.Ancak, bu ara seçimlerde durum farklı.Farklı sandık sonuçların siyasi etkileri ne olur?Trump merkez sağın iyice sağında olan bir başkan.Halen iki mecliste çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçi Parti de gittikçe artan oranda merkez sağ çizgiden uzaklaşarak Trumpʹın siyasi çizgisinin etkisi altına giriyor.Demokrat Partiʹde de, en son Hillary Clinton tarafından temsil edilen merkez solun temsilcilerinin partinin tabanının güvenini artık koruyamadıkları görülüyor. ABDʹde siyasetin yelpazesinde merkez sağ ve merkez sol iyice zayıfladı, zayıflamaya hatta erimeye devam ediyor.Eğer Demokrat Parti, bu ara seçimlerde Kongre ve Meclisʹte çoğunluğu ele geçirebilirse Trumpʹı azletme sürecini başlatabilecek.Yalnızca Meclisʹin çoğunluğunu ele geçirse bile Demokrat Parti, en azından Trumpʹın seçim kampanyası ile Rusya arasındaki bağlara ilişkin soruşturmayı canlandırma, genişletme olanağı elde edecek.Eğer Cumhuriyetçiler Kongre ve Meclisʹteki çoğunluklarını koruyabilirlerse, yalnızca Trumpʹın başkanlığı güvence altına alınmış olamayacak.Trumpʹın çatışmacı, toplumu kutuplaştırıcı tarzının, aşırı sağ politik çizgisinin seçim kazandırdığı yönünde bir algı oluşacağından partinin sağa kayışı daha da hızlanacak.ABD siyasi ikliminde, Trumpʹın başkanlığıyla hızlanan kutuplaşma ve değişim eğilimi giderek daha da güçlenecek.Bu nedenlerden, ABD dünyanın en zengin ekonomisine, en güçlü ordusuna, bilişim ve kültür endüstrisine sahip olduğundan yarınki seçimlerin sonuçları, yalnızca ABD halkının değil, tüm dünya halklarının da yaşamını, geleceğini etkileyebilecek.Seçimlerden Cumhuriyetçi Parti zaferle çıkarsa, küreselleşmeye karşı milliyetçiliği ve ˮyerliciliğiˮ, hatta ırkçı politikaları savunan bir yönelimle, ABDʹyi İklim Değişikliği Anlaşması, İranʹla nükleer anlaşma, Rusya ile Orta Menzilli Nükleer Füzeler Anlaşması gibi tüm insanlık için yaşamsal öneme sahip anlaşmalardan çıkaran, Çinʹi hedef alan ticaret savaşları başlatan, Avrupa Birliğiʹnde, milliyetçi ırkçı ve birlik karşıtı akımları desteleyen dış politikalar; içerde de ırkçı, LGBT düşmanı politikalar konsolide olacak.Diğer bir deyişle, ABDʹde siyasi, dengelerde sağa kayış hızlanır kutuplaşma derinleşirken, uluslararası alanda gezegenin ekolojik dengelerini tehdit eden, bir büyük savaş olasılığını da güçlendiren gelişmeler hızlanacak.Seçimlerden Demokrat Parti zaferle çıkarsa, Cumhuriyetçi partiden senatör ve temsilciler, Trump politikalarının seçim kazandırmadığını düşünecekler.Demokrat Parti de Trumpʹı azletme, en azından etkisiz hale getirme yönünde önemli adımlar atma olanağı elde edecek.Ancak ABD siyasi ikliminde derinleşmekte olan kutuplaşma eğilimini geri çevirmek kolay olmayacak.Seçimlerin yapıldığı ʹzehirli iklimʹGerçekten de ABD halkı bu ara seçimlere, demokrasinin geleceği, toplumsal istikrar açısından son derecede zehirli bir iklimde giriyor.Bu iklimin oluşmasında üç kümedeki gelişmelerin rol oynadığı söylenebilir.Birinci kümede, ekonomik krizin 2007-10 döneminde ABDʹde gelir dağılımını daha da bozarak, toplumunun dokusunda yarattığı etkiler var.İkinci kümede, ABD toplumunda belli bölgelerde ve toplumsal kesimlerde hiç etkisini kaybetmeyen ırkçı, dinci eğilimler var.Üçüncü kümede de, uluslararası alanda ABDʹnin kazanılamayan savaşlar, çözülemeyen sorunlar, yükselişi engellenemeyen güçler karşısında artık gerileyen bir imparatorluk konumuna geçmiş olmasının, ˮen özel ülkeˮ, ˮen güçlü ülkeˮ, ˮdünya lideri ülkeˮ inancı ve bu inancı besleyen söylemler üzerinde yaptığı olumsuz etkiler var.Bu üç kümedeki gelişmeler ABD halkında yönetici seçkinlerin toplumu yönetme becerisine, topluma sundukları liberal demokrasi, serbest piyasa, küreselleşme ve nihayet çok kültürlülük söylemlerine karşı önce bir güvensizliğe sonra güçlü bir tepkiye yol açtı.İkinci kümede, köleciliği kaldıran iç savaştan bu yana, 1970ʹlerin sivil haklar, eşitlik mücadelelerinin kazanımlarına rağmen tamamen ortadan kalkmayan, ˮeskiˮ - siyahların, kadınların, LGBT bireylerin, yabancıların toplumdaki yerinin belli olduğu- ˮgüzelˮ günlere yönelik bir nostalji vardı.Bu nostalji küreselleşmeye, uluslararası sorunları çözmek için sorumluluk almaya, bu çözümlere kaynak aktarmaya karşı milliyetçi, dayatmacı ve yerlici bir tepkiyle birleşerek Amerikan halkı arasında yaygınlaşmaya, ABD toplumunu siyasi ve kültürel olarak kutuplaşmaya başladı.Donald Trump bu nostaljiden, küreselleşmeye ve yönetici seçkinlere yönelik tepkilerden, toplumdaki kutuplaşmadan beslenerek seçim kampanyasını tasarlamış, o kampanyayla seçimleri kazanarak başkan olmuştu.Başkan olduğundan bu yana da, kendisini başkanlığa taşıyan eğilimleri güçlendirmek için elinden gelen yaptı.Sonuç olarak, yarın yapılacak ara seçimlere gelindiğinde de ABDʹde kutuplaşma had safhaya yükselmişti.Bir tarafta, yabancılarla, solcularla, ˮahlaksız politikacılarlaˮ, eşcinsel haklarıyla ˮkirletilmemiş eski günlerineˮ geri dönmek isteyen, beyaz üstünlüğüne inanan, ırkçı şoven milliyetçi, Evanjelik Hristiyan bir seçmen grubu (Trumpʹın oy tabanı) var.Cumhuriyetçi adayların kampanyalarından korkuları besleyen dilBu kesimde soğuk savaş bittiğinden bu yana duyulmayan, ˮsosyalist - komünist tehlikeˮ söyleminin yaygınlaşmaya başladığı görülüyor.Beyaz Sarayʹın Ekonomik Danışmanlar Konseyi bile, ˮSosyalizmin Fırsat Maliyetiˮ başlıklı, Financial Timesʹdan Martin Sanbuʹnun sözleriyle ˮçok seviyesiz bir broşürˮ yayımlıyor.Trump Demokrat Partiʹyi sosyalist, piyasa düşmanı olmakla suçlayabiliyor.Karşısında da toplumun geri kalanı gittikçe daha fazla korkmaya başlıyor.The New York Times, The Atlantic Monthly gibi liberal eğilimli, ˮana akımˮ medyada ˮfaşizmˮ sözcüğüne bugüne kadar görülmemiş bir sıklıkta rastlanıyor.Tüm bunlar olurken, ABD ekonomisi iddiaya, göre ˮTrumpˮ etkisiyle bir toparlanma yaşıyor.Ancak ilginçtir, New York Timesʹın dikkat çektiği gibi ne Trump ne de Cumhuriyetçi parti adayları seçim kampanyalarında ˮekonomik başarılarınıˮ öne çıkarmaya, ˮiyi haberlerˮ üzerinde durmaya çalışıyor.Aksine hem Trump hem de Cumhuriyetçi partinin adayları negatif, kötü haberler üzerinde duruyorlar. Tehlikeleri, kaybedilmesi olası ayrıcalıkları vurgulayarak, taraftarlarında, varoluşsal korkuları, karşı tarafa yönelik nefreti besleyen bir dil kullanıyorlar.ˮIrkçı, yabancı düşmanıˮ olarak görülen dil, rakiplerine yönelik şiddeti onaylıyor; ana akım medyanın eleştirel yaklaşımını, Nazi Almanyaʹsının Lügenpress (yalancı basın) kavramını anımsatan biçimde ˮsahte haber medyasıˮ olarak tanımlıyor.Trump Latin Amerikaʹdan ABDʹye doğru ilerleyen, ˮiçinde Ortadoğulu ʹteröristleriʹ barındırdığıˮ iddia edilen, hatta ˮglobalistler (Yahudiler) tarafından finanse edildiğiˮ öne sürülen bir sığınmacılar konvoyundan giderek artan bir sıklıkta söz ederken, hiç çekinmeden yalan söylüyor.ABDʹye doğru gelmekte olan bu sığınmacılar konvoyunu, ˮişgalcilerˮ olarak tanımlıyor, Meksika sınırına ˮgerektiğinde vur emriyle 15,000 askerˮ göndermekten, toplama kampları, çadır kentler kurmaktan, doğumla elde edilen vatandaşlık hakkını kaldırmaktan söz ediyor.Böylece Trump hem orduyu seçim kampanyasına dahil ediyor hem de başkanlık kararnameleriyle anayasa değişikliği olasılığını gündeme getiriyor. Siyasi yelpazenin aşırı uçları silahlanıyor mu? Seçimler yaklaşırken, ˮsiyahlar bana oy vermeyecek kadar aptaldırˮ, ˮbir siyah liderin yönettiği ama bok çukuru olmayan bir ülke gösterinˮ gibi ifadeleri kolaylıkla sarf edebilen Trumpʹın ırkçı olarak yorumlanan söylemlerinin dozu da yükselmeye, toplumdaki kutuplaşma eğilimini daha da güçlendirmeye çalıştığı görülüyor.Bu kutuplaşma eğilimi, ABD tarihinde çok uzun zamandır görülmeyen zehirli sonuçlar üretmeye başladı.Ağustos ayında neo-nazi, beyaz üstünlüğü görüşleriyle bilinen bir genç, Virginiaʹnın Charlotteesville kasabasında barışçı bir gösterinin içine arabasıyla dalıp bir kişiyi öldürmüş, birçok kişiyi de yaralamıştı.O zaman Trumpʹın, saldırıyla ilgili beyaz üstünlüğünü savunan grubu suçlamaktan kaçınan, ˮher iki tarafta da iyi insanlar varˮ sözleri büyük tepki çekmişti.Sonra, Trumpʹın Yüksek Hakimler Kuruluʹna başkan olarak önerdiği Brett Kavanaughʹun adaylığı, hakkındaki, kadınlara yönelik bir taciz olayı iddiasına, Kongre komisyonunda ifade verirken aşırı partizan ve saldırgan bir dil kullanmış olmasına karşın onaylandı.Geçtiğimiz haftalarda, beyaz üstünlüğünü savunan ırkçı militanlar şiddet eylemlerine başladılar.Demokrat Partinin liderlerine, Yahudi işadamı ve George Sorosʹa postayla bombalı paketler gönderildi.Bir sinagoga yapılan silahlı saldırıda 11 Musevi öldü, 20ʹden fazlası yaralandı.Siyahların gittiği bir kiliseye saldırmaya kalkan bir adam içeri giremeyince sokaktaki iki siyahı öldürdü.Washington Postʹta geçtiğimiz günlerde bir haber, Oregon ve New Yorkʹtaki sağ sol çatışmalarına göndermeyle ˮkıyıdan kıyıya şiddetˮ başlığını taşıyordu.New Yorkʹta Manhattanʹın ortasında, kendilerine Proud Boys diyen beyaz üstünlüğünü savunucusu faşist bir grubun üyeleriyle, Antifa (Antifaşist) grubu yandaşları arasında bir meydan kavgası patlak vermiş. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı, Proud Boys grubunun üyelerini, muşta, bıçak, cop kullandığı kavgayı polis çok zor kontrol altına alabilmiş.Yine geçen günlerde Daily Beastʹde yayımlanan bir araştırma, terörizmle mücadele etmekle görevli Ulusal Güvenlik Örgütüʹnün (Homeland Security) yıllardır ˮbeyaz üstünlüğünüˮ savunan gruplardan kaynaklanan ˮterörˮ riskini görmezden geldiğini aktarıyordu.Aynı dönemde yayımlanan çok daha ayrıntılı bir The New York Times araştırması bu gözlemi destekliyordu.Araştırma ˮyıllarca görmezden geldiler, şimdi nasıl durduracaklarını bilemiyorlar. Yıllardır gösterilen bilinçli ihmal altında bu hareketler büyüdü ve metastaz yaptıˮ diyordu.New York Timesʹtaki bir başka araştırma da, aşırı sağ gruplardaki belirgin silahlanmaya ve artan şiddet eylemlerine karşılık, kimi antifaşist, sosyalist grupların da silahlanmaya, silah talim dernekleri kurmaya başladığını aktarıyor.Bu gelişmeler, ABDʹde, siyasi yelpazenin aşırı uçlarının silahlanmaya başladığı, tehlikeli bir kutuplaşmanın derinleşmekte olduğunu düşündürüyor.Faşizm kelimesinin kullanım sıklığı The Atlanticʹteki bir yazarın araştırmasına bakılırsa Trumpʹın ırkçı söylemi, yerlici söylemlerle kutuplaşmayı kışkırtma taktiği, salt bu seçimlerin kampanyasıyla sınırlı değil.Yazara göre ˮTrumpʹın seçim kampanyasını belirleyen kadronun seçimlerin çok ötesinde, uzun erimli bir planı olduğu anlaşılıyor.ˮBu durumda da, faşizm sözünü aşırı buldukları için düne kadar ağzına almakta isteksiz davranan liberal demokrat çevreler, ilk kez bu sıklıkta ˮTrump ve faşizmˮ sözcüklerini birlikte kullanıyorlar.Yarın yapılacak ABD ara seçimlerinde seçmen oyunu atarken, yalnızca kendi yaşamlarının, hak ve özgürlüklerinin geleceğini değil, dünya barışının, hatta ekolojik dengelerinin geleceğini etkileyecek çok önemli, tehlikeli olasılıkları içeren bir sonucu belirlemek için karar veriyor olacak. Donald Trump,Avrupa Birliği
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve eskilgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Ankara escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort İstanbul escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort