TBMMʹde Demokrasi Tartışması
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
15.12.2018 - 20:00, Güncelleme:
15.12.2018 - 20:00 1213+ kez okundu.
TBMMʹde Demokrasi Tartışması
Türkiye Büyük Millet Meclisiʹnde demokrasi tartışması yaşandı. TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı merkezi yönetim bütçe görüşmeleri devam ediyor. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay arasında demokrasi tartışması yaşandı. Altay, gösteri hakkının en doğal hak olduğunu söyleyerek, demokrasiyi savunmanın 81 milyonun, AK Partiʹli, HDPʹli, CHPʹli, MHPʹli herkesin hukukunu savunmak da işleri olduğunu ifade etti. AK Parti Gurup Başkanvekili Özlem Zengin toplumda ayrıştırma olmadığına inandığını söyleyerek, ˮ3 gün sonra seçimler var. Burada da demokratik olarak eğer varsa tepkisi zaten ortaya koyacaktır. Sokağa da çıkabilir, bunun da yöntemleri bellidir sokağa çıkmayla alakalı ama daha evvel Geziʹden yola çıkarak özel bir kampanya yapmak şartıyla özel bir kampanyanın parçası olarak medyada, basında sokak kışkırtıcılığı yapmak ile demokratik hakkı kullanmayı ayırt etmek gerekiyorˮ ifadelerini kullandı. Altay ise, milletin demokrasi aşığı olduğunu belirterek, ˮEğer sokak olmasaydı bugün -Allahʹım esirgesin- 15 Temmuz başarılı olurdu. Ne diyorsunuz siz? 15 Temmuzʹu engelleyen sokaktır, bu millettir. 15 Temmuz neydi? Bir demokrasi talebiydi. Sokağa iki şey için çıkılır: ya demokrasiyle ilgili bir talebiniz vardır ya ekonomiyle ilgili bir talebiniz vardır. Sokağa başka türlü zaten çıkılmaz. Onun için gelin, elbet tekrar söylüyorum; vandalizme, kırmaya, yakmaya, dökmeye şiddete karşıyım, bunların hiçbirini meşru saymam, yapanın kusurunu bulurum, ayıplarım ama ʹHak istiyorum, zam istemiyorumʹ diye sokağa çıkana terörist yaftası yapıştırmak bu millete ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir ve biraz da ahlaksızlıktırˮ şeklinde konuştu. Zengin, barışçıl anlamda yapılan, hukuka uygun yapılan bütün gösteriler zaten demokrasilerde serbest olduğunu kaydederek, ˮO sebeple bizim açımızdan birkaç tane aşaması var: Seçimlerde oy kullanmak tepkinizi göstermenin bir yöntemidir, barışçıl eylem yapmak hukuka uygun bir yöntemidir, bunların hiçbirine itirazımız yok ama siz şunu söylüyorsunuz, diyorsunuz ki: ʹSokağa çıkan insanlar 15 Temmuzda vatanı kurtardıʹ. Amenna. Peki, kimin davetiyle çıktılar sokağa? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanʹın davetiyle çıktılar. Şunu görmemiz lazım: Daha evvel Türkiyeʹde bunun bir örneği yok. Siz 1960ʹda darbecileri sokağa çağırdınız. Adnan Menderesʹle ilgili yapılanları Türkiye unutmadı daha. Bunların hepsi hafızamızda. O sebeple siz insanları sokakta teröre çağırıyorsunuz Geziʹde olduğu gibi, terör yapmaya çağırıyorsunuzˮ diye konuştu. Altay, şöyle konuştu: ˮCumhuriyet Halk Partisiʹnin resmi görüşü olarak söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi açısından 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle, darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi aynıdır, aynıdır. Yine, 12 Mart 1971 muhtırası ile 28 Şubat 1997 muhtırası aynıdır, aynıdır. Resmi görüşümüzü söylüyorum, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili bunun aksini iddia edemez. Sayın mevkidaşım, aç, Meclis tutanaklarına bak, Engin Altay bunu 8 sene önce söylememişse siyaseti bırakırım, yazıklar olsun, tutanaklara bakın. ve 27 Nisan elektronik muhtırası da 15 Temmuz kadar adi ve alçak bir girişimdir.ˮ(Ahmet Umur Öztürk/İHA)
Cumhuriyet Halk Partisi,Türkiye
Türkiye Büyük Millet Meclisiʹnde demokrasi tartışması yaşandı. TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı merkezi yönetim bütçe görüşmeleri devam ediyor. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay arasında demokrasi tartışması yaşandı. Altay, gösteri hakkının en doğal hak olduğunu söyleyerek, demokrasiyi savunmanın 81 milyonun, AK Partiʹli, HDPʹli, CHPʹli, MHPʹli herkesin hukukunu savunmak da işleri olduğunu ifade etti. AK Parti Gurup Başkanvekili Özlem Zengin toplumda ayrıştırma olmadığına inandığını söyleyerek, ˮ3 gün sonra seçimler var. Burada da demokratik olarak eğer varsa tepkisi zaten ortaya koyacaktır. Sokağa da çıkabilir, bunun da yöntemleri bellidir sokağa çıkmayla alakalı ama daha evvel Geziʹden yola çıkarak özel bir kampanya yapmak şartıyla özel bir kampanyanın parçası olarak medyada, basında sokak kışkırtıcılığı yapmak ile demokratik hakkı kullanmayı ayırt etmek gerekiyorˮ ifadelerini kullandı. Altay ise, milletin demokrasi aşığı olduğunu belirterek, ˮEğer sokak olmasaydı bugün -Allahʹım esirgesin- 15 Temmuz başarılı olurdu. Ne diyorsunuz siz? 15 Temmuzʹu engelleyen sokaktır, bu millettir. 15 Temmuz neydi? Bir demokrasi talebiydi. Sokağa iki şey için çıkılır: ya demokrasiyle ilgili bir talebiniz vardır ya ekonomiyle ilgili bir talebiniz vardır. Sokağa başka türlü zaten çıkılmaz. Onun için gelin, elbet tekrar söylüyorum; vandalizme, kırmaya, yakmaya, dökmeye şiddete karşıyım, bunların hiçbirini meşru saymam, yapanın kusurunu bulurum, ayıplarım ama ʹHak istiyorum, zam istemiyorumʹ diye sokağa çıkana terörist yaftası yapıştırmak bu millete ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir ve biraz da ahlaksızlıktırˮ şeklinde konuştu. Zengin, barışçıl anlamda yapılan, hukuka uygun yapılan bütün gösteriler zaten demokrasilerde serbest olduğunu kaydederek, ˮO sebeple bizim açımızdan birkaç tane aşaması var: Seçimlerde oy kullanmak tepkinizi göstermenin bir yöntemidir, barışçıl eylem yapmak hukuka uygun bir yöntemidir, bunların hiçbirine itirazımız yok ama siz şunu söylüyorsunuz, diyorsunuz ki: ʹSokağa çıkan insanlar 15 Temmuzda vatanı kurtardıʹ. Amenna. Peki, kimin davetiyle çıktılar sokağa? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanʹın davetiyle çıktılar. Şunu görmemiz lazım: Daha evvel Türkiyeʹde bunun bir örneği yok. Siz 1960ʹda darbecileri sokağa çağırdınız. Adnan Menderesʹle ilgili yapılanları Türkiye unutmadı daha. Bunların hepsi hafızamızda. O sebeple siz insanları sokakta teröre çağırıyorsunuz Geziʹde olduğu gibi, terör yapmaya çağırıyorsunuzˮ diye konuştu. Altay, şöyle konuştu: ˮCumhuriyet Halk Partisiʹnin resmi görüşü olarak söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi açısından 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle, darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi aynıdır, aynıdır. Yine, 12 Mart 1971 muhtırası ile 28 Şubat 1997 muhtırası aynıdır, aynıdır. Resmi görüşümüzü söylüyorum, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili bunun aksini iddia edemez. Sayın mevkidaşım, aç, Meclis tutanaklarına bak, Engin Altay bunu 8 sene önce söylememişse siyaseti bırakırım, yazıklar olsun, tutanaklara bakın. ve 27 Nisan elektronik muhtırası da 15 Temmuz kadar adi ve alçak bir girişimdir.ˮ(Ahmet Umur Öztürk/İHA)
Cumhuriyet Halk Partisi,Türkiye
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.