En Pahalı Tedavi, Etkisiz Tedavi!

PROF. DR. TUNCEL ÖZDENʹİN ANISINI YAŞATMAK İSTİYORUZ Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında hem Farmakogenetik Laboratuvarının kurucusu merhum Prof. Dr. Tuncel Özdenʹi anmak ve onun anısını yaşatmak hem de farmakogenetik alanındaki yenilikleri güncel hale getirmek ve yenilikleri takip etmeyi amaçladıklarını söyledi.TEDAVİYE DİRENÇLİ HASTALAR İÇİN KURULDU Üsküdar Üniversitesiʹnin 2015 G20 Toplantısına katılan tek üniversite olduğunu belirten ve Ar-Ge odağının beyin araştırmaları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, Farmakogenetik Laboratuvarının kuruluş öyküsünü anlattı. Prof. Dr. Nevzatşunları söyledi: ˮ2013 yılında Obama, Beyin İnisiyatifi Projesi başlattı. Orada şöyle söyledi: ʹBiz genetik bilimlere 1 yatırdık, 147 dolar kazandık. Şimdi de beyin araştırmalarına aynı şekilde yatırım yapacağız ve aynı sonuçları bekliyoruz.ʹ 2015ʹte bunu 10 yıllık plana çevirdi. Bu çerçevede nörogenetik ve farmakogenetik ön plana çıktı. Bununla ilgili NASAʹnın içerisinde bulunduğu büyük önemli çalışmalar var. Nöralnetworkʹle genetik algoritmanın ve davranış bilimlerinin birleştiği bir dünyaya doğru gidiyoruz. Hatta bu yıl Davosʹta zihin kontrolü, yapay zeka konuşuldu. Üniversitemizin Ar-Ge odağı da bu çerçevede. Farmakogenetik Laboratuvarını 2009 yılında şu gerekçelerle kurduk: Tedaviye dirençli hastalarımız var. Bununla ilgili dünyada hangi yenilikler var diye araştırırken bilimsel referansı olan yeni çalışmalar, ilaç genetiği çalışmaları, farmakonenetik çalışmalar karşımıza çıktı. O dönemde Türkiyeʹde yoktu ve bu laboratuvarı kurmaya karar verdik. Araştırma yaparken Tuncel Hocaʹyı Ankaraʹda bulduk, laboratuvarda ilaç kan düzeyinin bakılmasıyla ilgili çalışıyordu. Daha sonra Selma Hanım, Uğur Hocam bir araya geldiler. Şu anda Ankara Tıpʹta psikiyatride ilaç kan düzeyi bakıldığını öğrendim, çok sevindim. Sadece bizde değil başka yerde de yapılması ve kabul görmesi çok güzel.ˮ window.addEventListener(ʹloadʹ,function () {getScript(ˮ//cdn2.admatic.com.tr/showad/showad.jsˮ,ʹʹ, function () { });});EN PAHALI TEDAVİ, ETKİSİZ TEDAVİDİR Bu alandaki yapılan çalışmalara kaynak aktarılmasının bazı çevrelerde gereksiz bulunduğunu ve eleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, ˮTıpta bir söz vardır; en pahalı tedavi, etkisiz tedavidir diye. Bazıları niye bu kadar yatırım yapıyorsunuz diye soruyor. Ben onlara bu sözü hatırlatıyorum. Bir insanı tedavisiz bırakmanın maliyeti daha pahalıdır. Bu nedenle biz ızdırap içinde tedavi arayan insanlara çare bulmak istiyoruz. Zor olan bu, biz zor olana talip olduk. Dirençli psikiyatri hastalıklarının tedavisinde önemli olan bir yöntem. Bu nedenle bu yöntemin daha çok yaygınlaşması ve kabul görmesi bizim için önemlidirˮ dedi.DNA PASAPORTUNUN KULLANIMI YAYGINLAŞTIRILMALI Avrupa Farmakogenetik Derneği Başkanı ve Erasmus Üniversitesi Farmakogenetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rohn Van Schaik, ˮGünümüzde ve Gelecekte Farmakogenetik Testlerin Klinik Kullanımıˮ başlıklı sunumunda farmakogenetik çalışmaların ve kişiye özel tedavi yöntemlerinin önemine işaret etti. ˮDNA pasaportuˮ tanımını kullanan Prof. Dr. Schaik, bilim insanlarının DNAʹnın ilaçlara olan tepkilerini araştırdığını belirterek şunları söyledi:ˮÖnemli olan bir şey olmadan önce öngörüde bulunup olmamasını sağlamak. Kişiye özel ilaçlar konusu çok önemli. Şöyle bir zaman gelecek mi dersiniz? Kişi eczaneye gidip DNA pasaportunu gösterecek ve karşılığında alması gereken ilacı, hangi dozda olması gerektiğine göre alacak. Hangi hastaların ilaçlara yan etkilerinin olabileceği bu sayede öğrenilebilecek. Yan etkilerden dolayı ölenlerin sayısı ciddi oranda ve bunu azaltmak bu yöntemle mümkün. Herkesin aynı metabolik yapıda olduğunu düşünemeyiz. Bu farklılıklar insan ırkları arasında da mevcut ve etnik geçmişleri ile de alakalı. Hastanın genotipini biliyorsanız, çok doğru bir karar vermeye daha yakınsınız. Bu konuda oldukça bilgiye sahibiz. Psikiyatride yan etkilerden dolayı ilaçlarını bırakanlar var. Psikiyatri, kardyoloji, onkoloji gibi birçok alanda faydalı. Türkiyeʹde de DNA pasaportunun tanıtılıp kullanımının genişletilmesi gerekir. Hastayı tedavi edeceksek, onlara en güvenli ilaçları sunmalıyız.ˮDEPRESYON TEDAVİSİNDE FARMAKOGENETİK ÇALIŞMALARI ANLATTI Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Arıkan, aynı zamanda moderatörlüğünü yaptığı panelde ˮFarmakogenetik Klinik Avantajlarıˮ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Depresyon tedavisi gören hastalarda farmakogenetik çalışmaların önemine işaret eden Arıkan, ˮÜsküdar Üniversitemizin veri tabanlı bir projesi var. Çok yakında hayata geçecek. O zaman bu tür çalışmalarda daha doyurucu bilgilere ulaşma ihtimalimiz olacakˮ dedi.PROF. DR. UĞUR ATİK: 3 YILDA 45 BİN ANALİZ YAPILDI Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Atik ise ˮFarmakogenetik Laboratuvarı İlaç Düzeyleri İzleme (TDM) Deneyimleriˮ başlıklı sunumundaˮ Farmakogenetik Laboratuvarının kuruluşundan bu güne kadar geçen süreçte yaşananları ve Prof. Dr. Tuncel Özdenʹin bu süreçte yaptığı çalışmaları özetledi. Laboratuvarda 2015-2018 yılları arasında 45 bin 204 ilacın analizinin yapıldığını belirten Prof. Dr. Uğur Atik, ˮNPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile beraber yaklaşık 10 yıldır eşgüdümlü çalışan laboratuvarımızın verileri, bireyin genetik yapısına özel, akılcı ilaç kullanımı uygulamalarına yardımcı olmakta, sağlık ekonomisine katkı sağlamakta, hastalık merkezli tedaviden bireyselleştirilmiş tedaviye geçişte önemli mesafeler alınmasına aracı olmaktadırˮ dedi.Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan, ˮGüncel Farmakogenetik Uygulamalar; Üsküdar Üniversitesi Örneğiˮ başlıklı sunumunda üniversitede bu alanda yapılan çalışmaları anlattı. Doç. Dr. Korkut Ulucan, 2015ʹten bu yana 5-HTT (Serotonin Geri Alım Proteini) analizlerini laboratuvarlarında yaptıklarını belirterek ˮ2015ʹte 24 analiz yaptık, 2016ʹda bu sayı 30ʹa çıktı. 2017ʹde ise 49ʹa ulaştı. Şu ana kadarki ortalama böyle giderse 70ʹleri bulabilirˮ dedi.TDM, İLAÇ DOZUNU AYARLAMA İMKANI VERİYOR Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi psikiyatri uzm. Doç. Dr. Gül Eryılmaz, ˮTedavisel ilaç kan düzeyi ölçümüˮ başlıklı sunumunda klinik örnekler verdi. Doç. Dr. Eryılmaz, terapötik ilaç kan düzeyi monitorizasyonunun farmakoterapiyi optimize etmek için en geçerli yol olduğunu belirterek TDMʹnin klinisyene ilaç dozunu hastanın kişisel özelliklerine göre ayarlayabilmesi için imkan tanıdığını ifade etti. Üsküdar Üniversitesi,Üsküdar