Dişlerimiz Neden Aşınır? Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Yaşımız ilerledikçe gülümsediğimiz fotoğraflara baktığımızda gülüşümüzde tam olarak neden olduğunu anlayamadığımız değişimleri farketmeye başlarız. Dişlerimizin rengi daha mı koyu, gülümsediğimizde daha az mı gözüküyor, önceden daha parlak mıydı? Tüm bu soruların cevabı dişlerimizde zamanla kullanıma bağlı aşınma ve yıpranma olabilir. 

 

Dişlerimiz yediğimiz sert gıdaların yıkıcı etkisi, sıcak soğuk değişikliği, asitli gıdaların kimyasal etkisi altında ve diş sıkma gibi kötü alışkanlıklar sonucunda zamanla yıpranır ve aşınırlar. Bu etkiler sonucunda dişlerimizin boyu kısalmaya, gülümsediğimiz zaman daha az gözükmeye başlar. Doğal parlak ve cilalı mine dokusunun aşınması sonucu, dişler daha koyu renkli görünür ve tükettiğimiz renklendirici gıdalarla daha çabuk lekelenirler. Zamanla incelen ve yorulan mine dokusu, dişin en ince bölgesi olan diş eti kenarından hızla aşınır, özellikle soğuk ve şekerli gıdalar yerken hissedilen hassasiyetin oluşmasına sebep olur. 

 

Diş fırçalama alışkanlıklarımızın diş aşınması üstüne etkileri şu şekildedir. 

Diş Fırçalama Yöntemleri: Dairesel hareketle her diş yüzeyini eşit şekilde fırçalamak önemlidir.    Diş Fırçalama Kuvveti: Özellikle dişeti kenarındaki hassasiyet yaratan alanların oluşmaması için aşırı kuvvet uygulayarak diş fırçalanmamalıdır. Yapılan araştırmalar fırçalama kuvvetinin artmasının dişlerini temizlenmesi üzerinde olumlu bir etki yaratmadığını göstermiştir. 
  Diş Fırçalamaya Harcanan Süre: Fırçalama esnasında tüm dişlerin eşit süre fırçalanması gerekir. Özellikler diş arkında köşede yer alan köpek dişleri en uzun fırçalanan ve dolayısıyla en çok aşınan dişler olmaktadır.    Diş Fırçalama Sıklığı: Yapılan çalışmalarda, diş fırçalama sıklığının ve dişle fırça arasındaki temas süresinin aşınma derecesini etkilediği gösterilmiştir. Günde 2 defadan fazla diş fırçalamanın, dişlerin aşınmasında etkili olabileceği düşünülmektedir. İyi bir oral hijyene sahip yaşlı bireylerde, derin aşınma lezyonlarının görülme nedeninin fırçalama sıklığıyla ilgili olduğu söylenebilir. 
  Diş fırçalamanın başlatıldığı bölge ve dişlerin pozisyonları: Lezyonların daha çok ağzın sol tarafında görülme eğiliminin nedeni, toplumda sağ elini kullanan kişilerin baskın olmasındandır. Sağ elini kullanan kişiler fırçalama işlemine doğal olarak ağzın sol tarafından başlarlar. Yapılan çalışmalarda dişlerin dental arktaki pozisyonlarının aşınma ile ilişkili olduğu gösterilmiştir, eğer dişler arkın önünde konumlanmışlarsa travma ve aşınmaya daha fazla maruz kalmaktadır. 
  Diş Fırçasının Şekli ve Kıl Sertliği: Diş fırçaları, kılların yapıldıkları materyalin tipi, sertliği, boyutları ve fırça başındaki yerleşimlerine bağlı olarak sayısız varyasyon gösterebilirler. Diş fırçalarının kılları yumuşak, orta sertlikte ve sert olarak sınıflandırılır. Yeni geliştirilen diş fırçalarında kıllar boyut olarak ve yerleşim açısından farklı şekillerde kombine edilirler. Fırça kılları ve diş macunu arasındaki etkileşim de çok önem taşımaktadır. Sert bir fırça, yumuşak olana göre standart bir macunla birlikte kullanıldığında daha aşındırıcıdır. Ağız içi durumunuza göre diş hekiminizin önereceği diş fırçalarını kullanmak uzun vadede diş aşınmasının önlemede önemlidir.    Diş macunlarının aşındırıcı özelliği: Diş macunlarında bulunan aşındırıcılar, bakteriyal plağın hızlı ve etkin şekilde dişten uzaklaştırılmasında, bunun yanı sıra dişlerde meydana gelen renklenmelerin giderilmesinde önem taşırlar. Ayrıca diş macunu kullanımı temizleme etkisi sebebiyle, fırçalama süresini de oldukça azaltmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki fazla miktarda macun kullanımı bu aşındırıcılar sebebiyle dişte madde kaybına neden olabilirler. Bununla birlikte diş macunu, su ya da ağız sıvılarıyla yumuşatılmadan önce daha fazla aşınmaya neden olabilmektedir.    Rutin diş hekimi muayenesinde tespit edilen diş aşınması için hekiminiz dişlerdeki aşınmanın devam etmesini engellemek ve dişleri korumak için koruyucu önlemler, kötü estetiğe ve hassasiyetle ile birlikte ağrıya sebep olacak kadar ilerlemiş durumlarda restoratif tedaviler planlayabilir. 

Koruyucu önlemler:  Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi: Asitli gıda ve içeceklerin, kabuklu sert gıdaların (sert beyaz leblebi gibi) tüketiminin azaltılması önemlidir.  Diş fırçalama alışkanlıklarının değiştirilmesi: Diş hekiminizin önerdiği süre, sıklık, tekniğe ve diş fırçasıyla fazla kuvvet uygulamadan dişler fırçalanmalıdır.  Koruyucu splint uygulanması: Diş sıkma alışkanlığı olan hastalara uygulanan koruyucu plak dişlerin birbiri üzerine uyguladığı kuvveti azaltarak aşınmayı engeller. 

Tedavi edici yöntemler:  Hassasiyet olan dişlere uygulanan tedaviler: Aşınma sonucu incelmiş veya tamamen ortadan kalkmış mine dokusu hassasiyetin en temel sebebidir. İncelmiş mine bölgelerine diş hekimi tarafından uygulanan hassasiyet giderici vernikler ve LASER uygulamaları, oldukça başarılı sonuçları olan tedavilerdir. Mine dokusunun tamamen ortadan kalktığı bölgelerde estetik dolgu uygulamaları hem hassasiyeti hem de kötü estetiği ortadan kaldırır.  Restoratif ve protetik tedaviler: Aşınmanın ileri derecede olduğu ağızlarda daha komplike tedaviler tercih edilmelidir. Bu tip durumlarda diş boyları kısalmış, alt ve üst çene ilişkisi değişmiş, diş renkleri koyulaşmıştır. Aşınmanın sebepleri belirlendikten sonra hekiminiz, uygun materyaller (Tedavi sonra aşınmanın devam etmemesi için) seçerek dişlere kuron ve köprü restorasyonları, onlay restorasyonları, lamina uygulamaları gibi tedavi seçeneklerinden oluşan doğru bir planlamayla dişleri eski sağlıklı form, renk boyut ve pozisyonuna gelmesini sağlayacaktır.